9 Mayıs 2016 Pazartesi

Demokrasi Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Demokrasi Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

untitledçççç
Demokrasi Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

“Oy toplamasını çıkarcıların desteği ile becerebilenlerin devlet yönettiği sistemin adı demokrasi değildir.” // Önder Karaçay
Demokrasinin en basit tanımı halkın kendi kendisini yönetmesidir.
Ülkemizde halk kendi kendini yönetebiliyor mu?
Buna evet demek mümkün değildir. Öyleyse ülkemizi kim yönetiyor sorusuna bir cevap bulmamız gerekiyor ki gerçek demokrasi nedir onu konuşalım, öğrenelim ve uygulayalım.
Bunun yarım kalan Atatürk devrimlerinin tamamlanmamış olmasıyla çok ilgisi vardır.
Karşı Cumhuriyeti yıkım adına ilk Türk Devrim ve Demokrasisine darbe süt tozuna, Kore’ye asker ile kan satışına başlayarak Nato belasını ülkemize getirmelerine izin veren Demokrasinin tam oturmadan, devrimlerin tamamlanmadan çok partili siyasi sisteme erken geçilmesine sebep olan Cumhuriyet Halk Partisinin içinden “Yeter Söz Milletindir” sloganıyla slogan ve sembol fitne ve fesat ideolojilerin ülkemize batı ve işbirlikçileri sermayenin ülkemizde hakim duruma gelmesinin yolunu açmıştır.
O günkü Türk siyasetini bölen ve bölmesine izin veren verenlerin hepsi bu vebalde suçludur.
Tarihi işte böyle gerçekçi ve acımasız bir bakış açısı ile değerlendirmezsek gerçekleri kaçırır fitne ve fesat ideoloji ve ideologların birileri adına şişirdiği sistem yerine kişilerin sistemi işleten düzeni değiştiremeyiz.
Demokrasiyi baltama süreci sermaye mafyasının batı lehine daha da güçlenmesi adına askeri darbeler süreci 12 Eylül 1980 ile ilk büyük kırılmayı demokrasinin halktan yarı yarıya alınarak Siyasi Partiler Yasası ile parti başkanı diktaların birileri lehine hizmetçi olacak, el kaldırarak ve kullanılacak kişilerin seçildiği tek kişinin kararının oylandığı son otuz beş yılın son on dört yılı ekonomik kaynakların tamamının sermaye cebine aktarılması ve sermayenin emrinde çalışanların ceplerinin doldurulması sonucu tek kişinin seçilmesi sürecini başlatacak 4 Mayıs 2016 darbesi ile ülkemizde demokrasinin tamamen bittiğinin ilanıdır.
2013 yılı Gezi Eylemlerinde bütün ülkede 10 milyon insan tencere ve tava çalarak işte demokrasiye son darbeyi vuran zihniyete karşı çıkmış, nüfusun geriye kalan kısmı demokrasinin yok edilmesine sesi çıkmamış hatta polis devletine geçişin ilk kazası o eylemlerde gerçekleşmiştir.
Vekil ilk asile kurşun sıkmış, Türk Milleti kendi vatanında ilk kez isyan etmek zorunda kalmış, halkın polisi olmadığı faşizmin emrinde polis zihniyeti oluştuğunu ilk kez o eylemlerde 14 yaşında bir çocuğun öldürülmesi, annesini yuhalatması adına ve 9 gencin polis kurşunlarıyla sözde halk adına seçilmiş Başbakanın öldürmesi için polise talimatı ben verdim ihanetiyle tarihe kara bir leke gibi geçmiştir.
Son on dört yıllık süreci sosyolojik, toplumsal, demokrasi, ekonomi, gelecek ve ilkeli bir toplumda yaşanması asla mümkün olmayan olayların yaşanması adına da skandallarla dolu bir gaflet, delalet ve ihanet dönemidir.
Askerimize, yargıya, polise, devlet memurlarına, bilim adamlarına, gazetecilere, vatanını ve milletini seven, gelecek kaygısı yaşayan herkes insan ötekileştirilmiş, hapse atılmış, işsiz bırakılmış, toplum bölünmüş, terör beslenerek kendi çıkarlarına topluma tehdit olacak şekilde kullanmak için kullanılmıştır.
Ürettikleri terörü sonra vatana ve millete bir kısmı zararlı diye düşman ilan ederek emperyalizmin yöntemlerini kullanarak halk kandırılmaya çalışılmıştır. Hatta ya faşizm ya da terörle canınızı alırız tehditleri gazete manşetlerine çıkmıştır.
Bundan sonra ki muhtemelen yaşanacak süreç mevcut kullanılıp yıpratılan tüm siyasi kişi ve partilerin yerine medya terörü destekli şişirilen adayların demagog söylemlerle yine sermaye adına sahneye çıktıkları dönem yaşanacak.
Türk Milleti şunu çok iyi kavramalıdır ki; yazılı ve görsel medyanın şişirdiği kişiler bilinmelidir ki parayla desteklenmiş yeni kullanılacak kişilerdir. Amaç sistemi değiştirmeden kişiyi değiştirmek ve halkı da sözde demokrasi adına sandıkta kullanmaktır.
Bunun adı asla demokrasi değildir. Son otuz beş yılda demokrasi adına hiçbir ilerleme olmadığı gibi demokrasinin tamamen sermaye ve putu paraya tapanlar lehine bitirildiği dönemdir.
Yazılı ve görsel medya teröründe bu tür yazı ve söylemler görmemiş olmanız aslında durumu çok net resimleyen gerçektir.
Kaçın demokrasi deliyor bombardımanına tutulmadan demokrasiye hepimizin sahip çıkarak Türk Milletinin kendi kendisini yönetmesi gereken siyasi partisiz ve birileri çıkarına kullanılan sistem ve kişilerin sonunu getiren devrimi gerçekleştirmek hepimizin Atatürk’e olan borcumuzu ödemek anlamına gelecek ve geleceğimizi kurtarmak adına mecburiyetimizdir.
Demokrasi fitne ve fesat ideolojilerin niyetine uygun elbise giyen kişilerin görev yaptığı bir mekanizma değildir.
Demokrasi seçilen her kişinin temsilde halkın temsilcisi olabildiği sistemin adıdır.
Parti başkanı diktaların seçtiği kişileri sen seçmiyorsun bunu farkına vardığında ancak bu garabetten kurtulabilirsin.
Otuz beş yılda kurtulamamış olman senin en büyük ayıbın olmakla birlikte bu ayıpla gelecekte yok olacağını bilmezsen artık kendi geleceğini kendi yok eden durumuna düşeceksin.
Demokrasi olmadan gelir dağımında eşitlik olmaz, demokrasi olmadan hukuk ve adalet olmaz, demokrasi olmadan devrim olmaz. O zaman demokrasi senin ayağa kalkarak hakkını koruma ve kollama cesaretin olduğunu gösterme zamanıdır.
Demokrasi hukuk kurallarıyla bir organizasyon kurmak ve kişi ile niyetlere göre değişmeyen, kişilerin değiştiği sistemin değişmediği hakkın vazgeçilmez bir hak ve özgürlük olduğu hizmet için vekalet alanların sürekli hesap vererek görevde kalabileceği sistemin adıdır.
Demokrasiyi anlamaz, Türk Milletine yakışan haliyle yaşanır hale hukuk kurallarıyla getiremezsek aşağıda Demokrasi adlı şiirimde yaşananlar aynı Irak ve Suriye devletlerinde yaşananlar yaşanır. Hatta ilk denemeleri son bir yılda yaşanmaya başladı bile!
Demokrasi Arar mı? Amaç mı Olmalı? // Dip Dalga // Önder Karaçay
Elin camisinde namaz kılacakken,
Birde baktık ki; bütün camiler elin camisine dönmüş…
Önünde dilenciler!
Demokrasi bir tramvaydı binersiniz,
Niyetiniz değişti mi? İnersiniz de demişti…
Şimdi inmek zamanı geldi diyor demokrasi tramvayından,
Hangi tren kalkıyor hangi istasyondan kaçta kalktı,
Veya kalkacak mı? Ne zaman kalkacak?
Hareket tarifelerini biri çok kötü değiştirmeye kalktı,
Saatlerde bir ileri, bir geri alınmadı mı?
Zamanla oyun oynadılar.
Günden daha fazla kazanalım derken,
Günbegün geleceğimizi çalanları görmemek adına,
Bizi oyalayacak gündem bulmakta zorlanmadılar.
Bu demokrasi ne kılıfı bol bir niyettir öyle!
İstediğin zaman bin, istediğin zaman inmek hakkını,
Bir kişiye ne zamandan beri verir oldu?
Bu tramvay bir toplumun yarısını alabiliyorsa,
Neresinden demokrasi diye tutacağız?
Diğer yarısı yaya mı? Yürüyecek geleceğe!
Ya da ya yaya kalırsınız ya da demokrasi kılıflı,
Yeni bir tehdit daha mı yiyeceğiz, yüzde yarım destekli,
Yeni tramvaya siz bir yerinden tutunur binersiniz,
Siz derken biz öyle her önüne gelen tramvaya binmeyiz.
Hayata tutunmak hataya tutunmak olduğunu,
Bir kere daha öğrensek ne olur ki!
Diyorsanız size iyi yolculuklar dileriz,
Bizim demokrasimiz bize yeter,
Sizin tramvayı sınır dışına bile isterseniz iteriz.
Nasıl olsa demokrasi tramvayından inmek bu kadar kolayken,
Bir kişi niyetine uygun topluma ayar vermek için,
Bütün iktidar yıllarını harcamışken eli boş çevirmek,
Hiç olacak şey mi?
Yol verirsiniz gider..
Nereye mi?
Onu da bana söyletmeyin,
Azıcık düşünün bir yolunu siz iyi bulursunuz,
Ya da bulana kanarsınız olur biter…
Özgürlüğünüzün son günü için hem bir dua,
Hem de bir bardak su üzerine içmek için,
Hazırlığınız olsun yeter…
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. “Oy toplamasını çıkarcıların desteği ile becerebilenlerin devlet yönettiği sistemin adı demokrasi değildir.” // Önder Karaçay

    YanıtlaSil