23 Mayıs 2016 Pazartesi

Türk Devrimin Gerekçeleri // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Türk Devrimin Gerekçeleri // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

cfff1e33e1fa89390f08750b773f5789
Türk Devrimin Gerekçeleri // Türk Fırtınası // Önder Karaçay
“Dil bozulursa kültür bozulur, kültür bozulursa ahlak ve aile bozulur, ahlak bozulursa hukuk ve siyaset bozulur, hukuk ve siyaset bozulursa devlet çöker ve yıkılır.” // Konfüçyüs
Yabancı dil eğitimi ile dilimizi hedef aldılar, gerekli gereksiz herkese kendi dilini öğretmeden yabancı dil öğretmeye kalktılar. Çünkü dil en önemli sömürge aracıdır. Dinini de insanlar artık kendi dilleriyle anlamak için okumalıdırlar. Arapça öğrenmenin mana çıkarmadan ne anlamı var?
Televizyonların siyaset ve sermaye kontrolüne emperyalizm taleplerine uygun kültürümüzü sömürerek unutturmak ve batının ahlak yoksunu israf ettiren tüketim kültürünü, bağımlılık ve tembellik üreten teknoloji kültürünü dayattılar.
Ahlak kalmadı çünkü yolsuz ve hırsızlara karşı hukuk ve yargı gözünü kulağını kapattı, Türk Milletini temsil için vekalet yetkisi alanlar işledikleri suçları halktan gizlemek için kendilerini koruyan kanunlar çıkararak şahsi çıkarları adına hesap vermeden devlet yönetmek gibi kuralsızlığın kural olduğunu uygulamak yoluyla suç işlemenin sanki iyi bir erdemmiş gibi yalanla, hileyle, algı operasyonlarıyla insan kandırdılar. Siyaset ve sermaye şahsi çıkarları adına kol kola girerek Türk Milletinin duygusunu ve cebini birlikte sömürdüler. Ahlaklı ve namuslu insanları hapse sebepsiz attılar, ölmelerine sebep oldular, ahlak yoksunu, hırsızları devletin imkanları ile korudular. Kumpas olduğu sonradan anlaşılan ve itiraf ettikleri tüm davalar öncesi delil yok dediklerinde bir önceki Cumhurbaşkanı delil üretin dedi, bundan büyük suç mu olur, o Cumhurbaşkanı görev süresi dolduğu halde hala neden bunun hesabı sorulmuyor. Yargı sormuyorsa Türk Milletinin vicdanı sormaya devam edecektir.
Hukuk adalet üretemez hale geldi. Yargıya talimat verdim diyen Başbakan gördük. Kumpas davalara Savcıyım diyen Başbakan gördük. O Başbakanı Cumhurbaşkanı seçmek adına muhalefetin gösterdiği adayla desteğini gördük. Kendi suçlarını kapatmak adına Anayasa görevleri olmadığı halde değiştirmeye kalktılar. Doksan yıllık birikimleri satarak yandaş ve yabancı işbirlikçileriyle cebe indirdiler. Türk Milletini küresel şirketlere müşteri yaparak borçla esir almaya kalktılar. Ekonomiyi batırdılar. Tüm komşu devletlerle düşman olan, ticari ilişkileri bitiren, halkı, esnafı, ticaretle uğraşan herkesi tedirgin eden batışa iten sorumsuzca borçla ve tüketimle ekonomi olacağını sanan, inşaat ve krediyle ülke ekonomisinin dönmeyeceğini anlamayan bir gaflet ve delaletle karşı karşıya kaldık. Hala yol, köprü, metro diyerek insan kandırmaya çalışıyor. İnsanlar et yiyemiyorlar, samanı bile ithal ediyoruz, köylü üretimi maliyetler dolayısıyla bıraktı, tarım ve hayvancılığı öldürdüler. Artırdıkları iki rezalet terör ve işsizlikti. Terörle mücadele edeceklerine hatta 2002 yılına bitmiş olan terörü yeniden siyasallaştırarak meclise soktular, masa başı siyasetle, açılımla ülkeye terörist ve silah yerleştirilmesine göz yumdular. Türk Milletindenhabersiz bölgemizde ülkelerin bölünmesi ve parçalanmasını amaçlayan BOP gibi projelere eş başkanlık yaptılar. Gezi eylemlerinde ağaçlara sahip çıkmak isteyen gençlere polisle silah sıktırarak biri çocuk 8 gencimizi öldürme talimatını ben verdim diyen bir Başbakan gördü insanlık, vekil asile kurşun sıktı. Türk Milletini din, dil, ırk ve mezhep temelinde bölmek ve parçalamak isteyerek Cumhuriyetimizi yıkmak niyetinde olduklarını defalarca Anayasaya ve ettikleri yeminlere rağmen uymadılar.
Atatürk’ün yarım kalan devrimlerini tamamlamadan işbirlikçi sermayenin büyümesi ve Atatürk devrimleri aleyhine faaliyetlerle Cumhuriyetimizin yıkılma projesi 1950’de çok partili demokrasiye zamansız, gereksiz, devrimleri tamamlamadan geçildiği için bugün bu riskle karşı karşıyayız. Cumhuriyet aleyhinde niyetleri olanlara fitne ve fesat ideolojilerin siyasete yerleşerek Türk Milletinin kutuplaşmasına, bölünüp parçalanarak milli birlik ve beraberliğinin yok edilmesi amaçlanarak ulus devleti parçalamak istemişlerdir. Köy Enstitülerinde akıl ve bilim ile üretim yaparak köylü insanı eğiten kurum yerine din, sermaye ve siyaset locaları açılması ihanetin en büyüğüdür.
Bu niyetler bu kötü emellerini gerçekleştirmek için kanun tanımaz bir kuralsızlık içinde vatanımızı ve milletimizi sermaye+siyaset+din adına doğru fikrin karşısında örgütlenmiş kötü niyetlerin adeta gözü dönmüş basiret ve ahlak yoksunu namus ve şeref aratan söz ve eylemlerde bulundular.
Allah ve Atatürk ile aldatanlar işbirliği yaparak ulus devletimizi ve ulus milletimizi bölüp parçalamak, din, dil, mezhep, ırk ayrımcılığı gibi tehlikeli nifakları toplumun içine sokmaya çalışmış ve bu faaliyetlerini en tepeye çıkan niyetle sürdürmektedirler.
Atatürk’ün yarım kalan devrimlerinin tamamlaması zamanı gelmiş tek doğru fikirdir.
O zaman bu devrimin gerekçelerini sözlerle ve yorumlarıyla daha detaylı anlatmak gerekir her insanımıza.
“Zulüm ilk çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir.” // Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası kitabımın ilk sözüdür. Akbank kapitalizmin karakolu olarak 12 Eylül 2012 tarihinde teke tek darbe adına sebepsiz işimden ederek, kariyerimi haksız yere kirletmiştir. Kendi ayaklarına kurşun sıkan hatayı haklarımın tamamını ödememe gibi bir hakkı kendilerinden görecek kadar alın teri hırsızlığına teselsül ederek, iş bulmama engel olan Akbank aslında zulmün son bulmasının yolunu açan ve ilahi tecellinin de gereği kendi kötülüğünü kendileri kendisine yapmıştır. Gereksiz inatlaşarak, böbürlenerek, büyüklenerek yangına körükle gitmiş ve kendi itibarlarını kapitalizm adına zulüm adına batırmışlardır.
1950 yılında başlayan siyaset+sermaye+din adına örgütlenen kötülüğün sonu gelmiştir. Günümüz Karun, Firavun ve Hamanları mahşer tufanıyla canlı helak olarak Firavun sonrası insanlığın son ibreti olarak yaşanmıştır. Yaşattıklarını yaşamadan ölmemeleri yaratan tarafından hepsi öldürülmemiş, hak kılçığı boğazlarında kalarak canlı helak olmuşlardır. Bu ibret adına bu belanın başı olan Mustafa Koç’un canını ibretin anlaşılması için yaratan tarafından mahşer tufanı sonrası canı alınmıştır.
“Gerçek adalet hakkı hak yiyenin kursağında arar.” // Önder Karaçay
Sermaye ve siyaset kol kola girerek niyetlerini birleştirmiş, Türk Milletini köleleştirmek, kendilerine müşteri yapmak, işbirlikçilerine sömürtmek için adaleti birlikte öldürmüşlerdir.
“Kapitalizm bir iflas ve israf sistemidir.” // Önder Karaçay
24 Ocak Kararları ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası günümüze kadar milli ekonomi talan ve tahrip edilmiştir. Bu süreç asker, sivil ve sermaye ile din adına bağlantılı kurum ve kişilerce gerçekleştirilmiştir. Organize bir suç çetesi devlete yerleşmiştir.
12 Eylül 1980 sonrasında bugüne kadar kriz, vurgunlar, iflaslar ile birilerinin geleceği birilerinin cebine akmıştır. O cep sermaye, yabancı işbirlikçileri ve siyaset ile her zihniyetin kendi yandaşları olmuştur. Türk Milleti sürekli sömürülmüştür.
“Cebimizde bir el dolaşıyor ve canı ne kadar istiyorsa alıp birilerinin cebine aktarıyor.” // Önder Karaçay
Son otuz beş yıllık talan ve vurgunun özeti Türk Milletinin özellikle son on dört yıllık gaflet ve delaletle milli ekonominin tüm üretim kurumları, stratejik kurumları ya kapatılmış ya da satılmıştır. Türk Milleti küresel tekellerin ve siyasetin yandaşı olanların insafına terk edilerek çok para kazanmak amacı olan gözü doymaz ahtapot kollu ve ağlı sermayeye müşteri yapılmıştır. Bundan büyük ihanet mi olur? Özellikle son on dört yılın hukuk karşısında hesabı verilmemiş, sandıkta nasıl olduğu belli olmayan şaibeli fazla oy pusulası basılması, seçim işlerini hükümete bağlı iç işleri bakanlığına bağlamak gibi oyunlarla şaibeli seçimler yapılmıştır. Cumhurbaşkanı seçilenin üniversite diplomasının sahte olduğunun konuşulduğu bir ülkede hiçbir seçimin adil yapıldığına kimse inanamaz. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu diploması sahte olduğunu iddia edilen konuyla ilgili eğer sahteyse suç işlemiştir. Yazılı ve görsel medya sermaye ve siyasetin emrinde halkın aleyhinde faaliyet göstermiştir, göstermektedir. Son on dört yıldır Türk Milleti adına devlet yönetenler hukuksuz devletin imkanlarını şahsi çıkarları için kullanmış, kanunsuz Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği adeta hesapsız kitapsız israf etmiştir ve etmeye devam etmektedir.
“Kötüyü koruyan da kötüdür.” // Önder Karaçay
1950 yılında başlayan fitne ve fesat adına bölücülük askeri darbeler, ekonomik kriz ve reformlar adı altında birilerinin sürekli suç işlemiş oldukları halde birileri tarafından korunmuş en büyük kötülüğü yapan 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve arkasındaki sermaye korunmuştur. 28 Şubat darbesinin arkasında da destekçisi sermayedir. Açılım, akil, Anayasa ve Anayasa’dan Türklüğü çıkarmak girişimlerinin arkasında da Avrupa ve batı mandacılığına özentili sermaye ve işbirlikçisi siyasettir. Kötüler adeta kanunla korunmuş Türk Milleti adına hizmet etmesi gerekenler kendi şahsi çıkarlarına hizmet eden bir yapıya devleti dönüştürme suçu işlemişlerdir.
“Her Türk yeniden bestelenmesi gereken bir türküdür.” // Önder Karaçay
Anadolu’da 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti tarifini devletimizin kurucu dahi lideri Mustafa Kemal Atatürk;
“Türkiye Cumhuriyetini kural halklara Türk Milleti denir.”
Sözüyle milli birlik ve beraberliği adeta yerinden sökülmez bir çimento gibi o çınarın köklerini dünyanın merkezinde en derin yere kadar gömerek sağlam bir devlet kurmuştur.
Tarihin adı Türk ve kültürü en sağlam olan millet Türk Milleti ve dili olduğu için batı ve iç ihanetçi işbirlikçileri tarafından hedef alınmıştır.
Ulus devlet büyük lokma olduğu için sömürge edilerek yutulması kolay olmadığı için küçük dilimlere ayırmak istemişlerdir.
Bugün bize yaşatılmak istenen budur.
“Bir fikir dünyayı değiştirir+bir Türk dünyaya bedeldir=Atatürk’tür.” // Önder Karaçay
Bugün o fikir yarım kalan Atatürk devrimlerini tamamlamaktır.
Başka çare yoktur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti, kişi devleti, faşist devleti, polis devleti değildir. Sosyal hukuk devleti olarak kurulmuştur. Son on dört yılda görev alan ihanetler milli ekonomiyi talan ve tahrip ederek işsizlik üreten, üretmeden tüketimle ekonomi olacağını sanan, para dahil her ürünü ithal edip borç ve tüketimle, tembellikle adeta geleceğimizi çalmış, çaldırmıştır.
“Yüzsüzlerin yüzünü yüz kere yüzdüm, altından bir yüz ve yüzsüzlük daha çıktı.” // Önder Karaçay
Suçlular o kadar yüzsüzleş olmalılar ki insan yüzüne bakamayacak kadar yüz kızartıcı suçları ortaya çıkmasına rağmen yine de hiçbir şey olmamış gibi vurdumduymazlık içinde hareket ediyorlar.
“Suçlu haklıya suç atıyor, suçlu suçluyu suçluyor, suçlayan suçluyu destekleyen asıl suçlular alkışlıyor, haklılar suçlular arasında hak bulamıyordu.” // Önder Karaçay
Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatılması amacıyla içimizden çıkan işbirlikçi ihanetler yalanlarla, hilelerle Ergenekon, Balyoz vb isimlendirmeler adı altında algı operasyonlarıyla hem ekonomimizi, hem ordumuzu, hem milletimizi yıpratıyorlardı. Bu kadar suç ve suçlular bariz ortadayken bu kişiler devlet yönetiyor, hukuk tanımıyor, herkesi suçlu görebiliyor, hapse attırıyor, kendini korumak, şahsi çıkarı adına bir devletin ve tarihin en asil ve sabırlı milleti Türk Milletinin sabrını zorluyordu.
“Her Türk Atatürk’tür.” // Önder Karaçay
Bunca gaflet, delalet, garabet ve ihanet ortadayken her Türk din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapmadan milli birlik ve bütünlük içinde Türk Ulus Devlet ve Türk Ulus Milleti çatısından ayrılmadan Atatürk ve Allah ile din ile insan kandıranlardan kurtularak yarım kalan devrimleri tamamlayarak bu felaketten milli birlik içinde her milli birlikle diye aldatanlara kanmadan kurtulacağız.
Tam bağımsızlığımızın garantisi milli üretim ekonomisidir. Kamulaştırmalar yapılarak devleti Türk Milleti adına yine zenginleştireceğiz.
Din adına, sermaye adına, siyaset adına vatanımız ve milletimiz aleyhinde faaliyeti olan ve kötü niyetli ne kadar kurum ve kuruluş varsa hukukla ya kapatılacak, ya da kamulaştırılmalıdır.
Küresel şirketlerin faaliyetleri yasaklanmalıdır. Özel sermayeli bankacılık faaliyetine son verilmelidir. Kredi kartı ve bireysel kredi gibi kanunla korunan tefeci zihniyetli ürünler yasaklanmalıdır. Borsa kapatılmalıdır. Bankacılık Türk Milleti adına devlet tarafından çok sıkı denetlenen üretim bankacılığı, ihracat bankacılığı yapılmalıdır.
Alış veriş merkezleri kapatılmalı yerine Belediyelerin Türk Pazarı yaparak halka en uygun gıda maddeleri, meyve ve sebze satışı yapılan pazarlara dönüştürülmelidir. Yabancı hiçbir küresel ağın faaliyetine asla izin verilmemelidir.
Sağlık alanında tüm hastaneler kamulaştırılarak devlet tarafından işletilmelidir.
Turizm adına tüm oteller kamulaştırılarak devlet tarafından işletilmelidir.
Kısaca özelleştirme idaresi kamulaştırma idaresine dönüştürülerek satılan tüm kurumlar geri alınarak kamulaştırılmalıdır.
Toprak ve mülk reformu ile tüm topraklar ve mülkler Türk Milleti adına Türkiye Cumhuriyetinin olmalı, her insanın bir evi olmalıdır.
Herkes devlet fabrikasında mutlaka bir işte çalışmalı ve midesi kadar eşit tüketmelidir.
Tarım, hayvancılık, denizcilik ayrı ayrı bakanlıklar olmalı ve milli bir politika ile öncelikle kendi kendimize yine yeten ekonomiyi başardıktan sonra dış satım hedeflenmelidir.
“Terör kadar terörü siyasallaştıran, muhatap alan, mücadele yerine müzakere yapanlarda suçludur. Sadece TBMM’de teröre bulaşanlar değil teröre göz yumanların, yardım ve yataklık yapanlarında dokunulmazlığı kaldırılmalı ve yargılanmalıdır. Bu Cumhurbaşkanı bile olsa aynı şekilde yargılanmalıdır. Zaten Cumhurbaşkanı Anayasa ve hukuk tanımadığı için vatana ve millete karşı en büyük suçu vekil asili dinlemekle işlemiştir. Cumhuriyet Savcılarını bir kez daha tarihin ve insanlığın önünde görev yapmaya, görev yapamıyorlarsa isyan etmeye veya istifa etmeye davet ediyorum. Türk Milleti adına vekalet ile görev yapanlar suç işleyecek, hukuk tanımayacak ve siz yargı olarak seyirci kalacaksanız tarih hiçbirinizi affetmeyecektir.” // Önder Karaçay
Dokunulmazlıklar konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde son on dört yılda teröre bulaşan, hırsızlığa ve yolsuzluğa adı karışan, yalan söyleyen, halkı kandıran, millettenhabersiz milletin kaynaklarını birilerinin cebine kanun hileleriyle aktaranları istemiyoruz. Emperyalizmin (BOP) bölücü projelerinde Türk Milletinden habersiz görev alan, Türk Milletini din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yaparak bölen, Türk Milleti demeyen, diyemeyen, askerimize kumpas kuran, askerimize kelle diyen, askerimizin terörün ülkemize silah yerleştirmesine göz yumarak kan akmasına göz yumanları da istemiyoruz. TBMM’de terörü savunan hiçbir vekil olmamalıdır. Aynı zamanda bölücü, gerici, yolsuzluk ve hırsızlığa adı karışan hem TBMM’de hem de devletin her makamında olmamalıdır. Devletin tepesinde ve TBMM’de çocuklara tecavüzü savunan vekilleri de istemiyoruz. İşsizliğe, yoksulluğa, fakirliği, eşitsizliğe çare bulacağına küresel sermaye ve siyasetin yandaşlarına para kazandıran projelerle iş yaptığını sananları da istemiyoruz. Biz iş, aş, huzur ve iyi bir gelecek istiyoruz. On dört önceki bundan bin kat daha huzurlu olan ülkemizi istiyoruz. Toplumu kutuplaştırarak siyaset yapan Cumhurbaşkanı istemiyoruz. Üretmeyen bir ülkenin tüketimle sürekli birilerinin cebini doldurarak dolar milyarderi üreten ve vatanımıza ve milletimize dünya mafyasıyla işbirliği yapan sermaye ve bu tür sermayeyi koruyan vekil ve Cumhurbaşkanı istemiyoruz.
“Türk Milletinin doksan yıllık birikimlerini satacak ve bunu inşaat+bankalar aracılığıyla haklı borçlandırarak ve tüketimle bu paraları birilerinin cebine aktaracaksınız. Sonra da devlet hizmet yapıyor diyeceksiniz, kalkıp Toplu Konut İdaresini TOKİ’yi Başbakanlığa bağlayarak ihale yasasını kişiye ve projeye özel 165 defa değiştireceksiniz. Bunun hesabını vermeden ve bunun hesabı sorulmadan bu ülke asla huzur bulamaz. Ekonominin çöküş sebebi inşaat, teknoloji, borç, tüketim ve bankalardır.” // Önder Karaçay
Çok daha detaylı konulara girmeye şimdilik gerek yoktur. Ana konular bunlardır diğer her detaylı konu bunun içeriği olarak kendiliğinde gerçekleşecektir.
Avrupa ve Amerika ile bütün anlaşmalar iptal edilmeli milli çıkarlara uygun ticaret yapılmalıdır.
Dünyada tüm Türklerle birlikte ortak bir ekonomi için TÜRK BİRLİĞİ kurulmalıdır.
Dış siyaset ve iç siyaset çizgimiz tekrar Atatürk’ün mucize veciz sözü;
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” olacaktır.
İlkemiz tam bağımsızlık ve özgürlüktür.
“Tam bağımsızlık ve özgürlük Türk Milletinin karakteridir.” // Önder Karaçay
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. “Dil bozulursa kültür bozulur, kültür bozulursa ahlak ve aile bozulur, ahlak bozulursa hukuk ve siyaset bozulur, hukuk ve siyaset bozulursa devlet çöker ve yıkılır.” // Konfüçyüs

    YanıtlaSil