18 Şubat 2018 Pazar

Kumandalı Kumandan & Önder Karaçay


Kumandalı Kumandan & Önder Karaçay 

Unvan ve sıfatsız ismi anlamsızdı
Kumandalı bir unvanı kendisi seçmişti 
Gerçi o kendini başkumandan görüyordu
Nereden tutsanız oradan kopuyordu

Her gün düğmesine kim basıyorsa
Ona göre tavır takınıyordu

Kendisinin gitmesinde başka ne giderse gitsin
Tek derdi kendisiydi ve 
Kendini korumaya kumandandı

Koltuk çıkmak isteseniz bile olmuyordu
Onu kayıramazsınız 
O kendini kayırmanın bir yolunu bulurdu

Kumandanın hangi tuşuna bassanız
Kendisi çıkıyor karşınıza
Dün söylediğinin tersini söylüyordu

Elinizde tuttuğunuz kumanda kadar
Tutarlı değildi kumandalı kumandan

Vazgeçilmez görüyordu kendini
Oysa vazgeçecek kadar bile sevilmiyordu

"İnsan ulaşamadığı her şeyin peşinde koştuktan sonra
O hedefe ulaştığında genelde peşinde koştuğunun nankörü olur."

Yaşlılığında geçmişin iyi hatıralarıyla dolu
Bir hayatı asla olmayacaktı

Her söylediği fuzuliydi
Bir insanın her konuyu bilmesi gerekmediği halde
O tepeye çıkmışlığın şımarıklığı ile her şeyi bildiğini sanırdı

Kumandalı kumandan
Gördüğüm tek kördüğümdü!


Önder Karaçay 

17 Şubat 2018 Cumartesi

Mah/Şer Denizi & Sır / Önder Karaçay


 



"Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabım çıktığı 21 Aralık 2015 tarihinde en uzun gecede gemi sırrıyla indi mahşer denizine. 13 Ocak - 19 Ocak 2016 tarihleri arasında mahşer tufanı koptu. 21 Ocak 2016 tarihinde mazlumların zalimlerden öc aldığı hesaplaşmanın günüydü ve çok çetin oldu. Hak ve yüce adalet ibret olsun diye zalimi en başından hayattan aldı. Geriye kalan tüm zalimler ibretlik olmanın ne olduğunu yaşasınlar diye CANLI HELAK oldular. Akbank'ın sahiplerinden ve Sabancılardan biri öldüğünde 'Hakkımı helal etmiyorum ve bu cenaze kaldırılamaz' diye yazacağım, yarısına kadar sıyırdığım bu maskenin geriye kalanı da o gün düşmüş olacak."



15 Şubat 2018 Perşembe

Dayatma Ahlaksızlığın Kareköküdür / Önder Karaçay


Dayatılanın çirkinliği yanında
İnsanı yoran maruz kaldığımız eziyetin
Çekilmezliği arasında gidip gelmektir

Hayatın kabullenilemez koşulu
Dayatmadır
Alıştırmışlardı insanları;
“Ne gelirse gelsin başına
Değirmende benzer sabır taşına
Acı gider bal karışır aşına”
Şair demişti zaten
‘Acıyı bal eyledik’
Acı çekmeyeceğiz diye
Çektiğimiz acının farkında olsaydık
Dayatmaya bu kadar maruz kalmazdık
Doğduğumuz gün başlar dayatma
Kabul edip etmediğimizi bilmediğimiz
Bir isim ve dinle başlarız hayata
Neyse ki o isme anlamını
Zamanla kendimiz veririz
Telafisi bir nebze hafifletir acımızı
Okulda yeteneğimize göre değil de
Kimin neye göre hazırladığı bilinmeyen
Müfredat dayatmasıyla karşılaşırız
Ya töre dayatmalarına ne dersiniz
Nikâh beşikte kertilirdi
Kiminle evleneceğini bilerek büyürdü çocuklar
Sevmek, aşk nedir bilmeden
Dayatmaya kurban giderlerdi
Sevgisizliğin dayatıldığı dünyaya
Sevgiye muhtaç tüm insanlığın başkaldırması gerekirken
Bireysel mücadelenin gücü ölçüsünde kalırdı çabalar
Şimdi beşik kertmesinin yerini
Fetva dayatmalarıyla çocuk yaşta evlilikler aldı
Ya bizi temsile taşıdıklarımızın
Sizin adınıza, ben ne dersem o olur
Dayatma yasalarına ne demek lazım?
Özgür benliğimiz içinde ne hayallerimiz vardı oysa
İdeallerimizden taviz vermemek adınaydı mücadelemiz
Engellere rağmen onca emek vererek
Tırnaklarımızla geldiğimiz yerden
Dayatmayla uzaklaştırılmaya maruz kaldığımız andı
‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek’
Zihniyetidir dayatma!
Kapital emek çelişkisinde
Dayatmayı anlatmaya dilim varmak bile istemiyor
CRM adıyla müşteriyi yönetme sistemi kurmuşlar
Müşterinin neye ihtiyacı olup olmadığını belirleyip
Çalışanlara baskı ve şiddet uygulayarak satacaksınız diye
Bu hadsizliğe tek bir isim koyulabilir
Ahlaksızlığın kareköküdür dayatma

14 Şubat 2018 Çarşamba

Çağın Burukluğu / Önder Karaçay


Çağın Burukluğu / Önder Karaçay 

Kendi zamanımdan bakacağım
Kastım zamandan zaman aşırmak değil
Tam tersi kendi zamanımı
Geçmiş ve geleceğe yansıtarak
Vicdanlara sesleneceğim

Karanlık bir çağın içinden geçiyoruz
Teknoloji ve bilim destekli sömürgeci gelişmeyi
İnsanlığın gelişmesi yanılgısına düşenlerden değilim
Alaca karanlık zamanının savaş çığırtkanlığına
Ses verenler örtmeye çalışsa da
Yaşatılan her acı
Hem içimizde hem dışta
Yeryüzünün acısına dönüşecek bir biçimde
Fanusumuzdan çıkıp dış dünyanın seyrine baktığımızda
Yaşananların nasıl bir zaman ezinci olduğunu görmek mümkün
Görsel dünya kaydediyor tüm çıplaklığıyla
Kıyıya vuran insanlığı, acıyı, sömürüyü, vicdansızlığı
“İnsan başkalarının acısına
Yakın tanıklığına rağmen
Yine uzaktan bakıyor”
Her çağ gibi bu çağda kendi sürgünlerini üretiyor
Her taraf göçmen, mülteci kaynıyor
Kamplar ayrı bir burukluk
Üzüldüğümüzde de, yüz çevirdiğimizde de
Hangimiz kendimizi onların yerine koyabiliyoruz
Benlik sınırını geçebildiğimiz de
Anlatamadıklarımızı görüntüler anlatır
Burukluk da o anda başlar
Vicdan suskun
Vicdansızlığın dili var
Kardeşi kardeşe düşman etme,
Irk ve mezhep üzerinden çatıştırma şiddeti ve kötülüğünü
Meşrulaştırma çabasına kapı aralanır
Habil ve Kabil öyküsünün de
Musa - Firavun çıkmazında da
Muaviye - Yezit zulmünün dili de aynı dildi
İnsanın insanı yok etmesine
Bugün bir anlam aramaya da gerek yok
Nasıl olsa;
Küresel terör kaynak sömürüsünü
Küresel barış ile taçlandırır
Borazanı taşeronları sayesinde
İnsanı insana düşürmekte
Bir o kadar kolay olunca bu kadim topraklarda
İnançları yıkıma araç yapmak
Ve şiddeti körüklemek insanı insana düşürür
Karışır; kimin, kimin tarafında öldüğü
Süs liman kardeşler
Kardeşi kardeşe öldürterek
Şiddeti yaşatan bakışı egemen kıldılar
Savaş ve şehadet düşkünü din tacirleri
Savaşsız yaşanabilir bir dünya kurmayı
Hiçbir çağda öğrenmek istemediler
Merhametsizlik menfaate satıldığı gün
Kıyıya vurmuştu insanlık
Hayatın burukluk üreten yanlarını ıskalamamız
Sevgisizlik tohumu eken küresel sömürünün yıkımını
Göz ardı ederek, şiddeti ihtiyaçtan saydık

9 Şubat 2018 Cuma

Kerteriz Aldık / Önder Karaçay


Kerteriz Aldık / Önder Karaçay 

Yeni bir gemi arama gafletine gerek yok
Geleceğimiz için kalkmıştı o gemi bu limandan
Canını özgürlüğü için feda edenlerin emaneti adına
Bilmelisin ki asla umut kesilmez bu imandan

Erzurum, Sivas ve Amasya da kertildi pusula
Yiğit dolu bir avuç insan kararlar aldı us ile
Kuklayı değil kuklacıyı yenmek gerektiğini 
Cephede savaşarak düşmanı yendi pusuda

Pusulasının şaşmaması asil kanından
Sığlığa düşmüş düşman geçemedi yanından
Bir asır önce kerteriz almış bu gemi geri döner mi?
Şaha kalkmış imanın şanlı limanından

Önder Karaçay

5 Şubat 2018 Pazartesi

Aşağıdakiler ve Yukarıdakiler / Önder Karaçay


Aşağıdakiler ve Yukarıdakiler / Önder Karaçay 


“An gelecek aşağıdakiler
Yukarıdakileri taşımaktan yorulacaklar.”

Diyorlardı!
“O an bir türlü gelmedi
Aşağıdakiler; yukarıya çıkarılanları
Damarlarımıza, cebimize ve kaynaklarımıza
Pipet takarak bizi sömürenleri
Alaşağı ederek
Taşımaktan bir türlü yorulmadılar”

4 Şubat 2018 Pazar

Atatürk ve Cumhuriyet Şiiri / Önder Karaçay


Atatürk ve Cumhuriyet Şiiri / Önder Karaçay  


Cumhuriyet kulun kula kul olmasına son vermiş,
Yıkılan Sultana kulluk yerine, yurttaşlık gelmişti,
Halkın kendi kendisini yönetmesi için kurulmuştu,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.

Din ile devlet işlerini ayırmış bir devrim başlatmıştı,
Laikliği seçmiş akla ve bilime göre insan yetiştirmenin,
Önemini kavrayarak devrimler yapmıştı,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Kapitülasyonları kaldıran anlaşmalara imza atmış,
Geleceğin milli ekonomide olduğunu görmüş,
İlk on beş yılda büyük bir sanayi hamlesi başlatmıştı,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Cumhuriyeti koruma kollama görevini
Ordu, polis veya devletin başka birimleri yerine,
Halkın en dinamik gücü olan gençliğe emanet etmişti
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Devrimler başlatmıştı ve devamı gelmeliydi,
Ömrü yetmedi, kendisinden sonrakilere iş düşmüştü,
Yarım kalan devrimi teslim alanlar tamamlamalıydı
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Irkçılığı bitirmiş Anadolu’da yaşayan bütün ırkların,
Tek bir ulustan oluşan millet olabilmenin yolunu
Türk Milleti adı altında bulmuştu çözümü
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Cepheye de aynı duyguları taşımıştı,
Halkın dini ve milli duyguları kazanmıştı savaşı,
Düşman bile o gün karşısında diz çökmüştü,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Bir gün yaşanacakları sezdiği içindi hitabe gençliğe
Yüz yıl sonrasını dahi o günden görmüştü,
Sıra emanetin sahibi emanetine sahip çıkmasında
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Özgür ve hür yaşamanın milli birlik ve beraberlik olduğunu,
Görmüş ve ileriyi muasır medeniyet seviyesine çıkmak olduğunu,
Eğitim ve öğretim seferberliği ile sağlamıştı
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Karanlığın bir gün geri döneceğini ön görerek,
Yapmıştı her devrimi, her sözü unutulacak gibi değildi,
Yedi düvel bir olmuş Anadoluyu parçalayamamıştı
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
İnansaydı Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerin koruyacağına,
Gençlik yerine orduya emanet ederdi
Biliyordu sessiz ve silahsız kuvvetlerin çıkacağını,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Bu Cumhuriyeti kuran halkların millet olma birliğiydi
Türkler atasına kendi adını vererek Atatürk dedi,
Tarihin en önemli milleti tarihin en önemli ismini verdi
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Çocukları ve gençleri geleceğimiz görmüştü,
Gördük bu bayramları bile kutlayamayan kini,
Dolamışlardı çıkarları için ağızlarına dini,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.
Bursa Nutkunu reçete olarak bırakmıştı,
Eğer her şeyi kaybetmiş ve seni teslim almaya gelmişlerse,
Sadece yüreğini ortaya koyacak yine teslim olmayacaksın demişti,
Atatürk biliyordu Cumhuriyeti kurmak kadar yaşatmanın önemini.