5 Mayıs 2016 Perşembe

Zalimler Travma Geçiriyor // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Zalimler Travma Geçiriyor // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Zulme-sessiz-kalan-dilsiz-şeytandır.-Hz.-Muhammed-S.a.v-Hadis
Zalimler Travma Geçiriyor // Türk Fırtınası // Önder Karaçay
Mahşer tufanı ile zalimlikleri sonucu, CANLI HELAK olanlara karşı 19 Ocak 2016 tarihinde her gün insanlık adına bayram ilan etmiş, zalimlere de zulmünüz kaldı demiştik.
Yürek meydanında gönül kongresi başlatmış dünyanın üzerine Türklerin yüreğini insanlık adına duygusuyla birlikte sermiştir.
O gün bugündür zalimlerin iki seçeneği vardı. Adalete teslim olup aklanmak ve hesap vermek ya da zulmünü daha da artırmaktı.
Ne kadar üzücüdür ki insanlık projesi olarak kurulmuş Türkiye Cumhuriyetini bu gün yönettiğini sananlar böyle bir zalimliğin kurbanı edilmek adına zulmünü daha da artırma yolunu seçmiştir.
Bu aslında zalimlerin bitişi adına son travmasıdır.
Son tehdidini oynamıştır.
Zulmü ile abad olan görülmemiştir. Görülmeyecektir.
Cumhurbaşkanına şunu söylemek istiyorum, adalete teslim olup aklanmak varken, Cumhurbaşkanı gibi en üst makama çıkmış biri olarak hem kendinize, hemde Türk Milletine, insanlığa Anadolu’da en kötü örneği yaşatıyorsunuz. Sizin çocuklarınızın hayatını mahvediyorsunuz, torunlarınızın hayatını mahvediyorsunuz. Nasıl anılacaksınız? Hakkınızda bunca olumsuzluğa karşı belgeli ispatlara karşı siz zulmü mü artırarak Başkan oldum diye mi övüneceksiniz?
Gelin vazgeçin, eteğinizdeki taşları dökün, niyetinizin yolundan gitmek adına kendi arkadaşlarınızı bile harcamaktan vazgeçin.
Hukuk tanımamak, Anayasa tanımamak demek hele bir devletin en üst makamında bu gerçekleşiyorsa atalarımızın sözü vuku bulur.
Ne demiş atalarımız; İmam türkü söylerse cemaat nara atar.
Bakın işsiziz, gelecek kaygısı içerindeyiz, annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız çok büyük kaygı içerisindeler.
Siz daha önceki niyetlerinizi tek tek gerçekleştirerek demokrasiye inanmayan, demokrasiyi bir araç görmekle aslında kendinizi seçenlere bile hakaret etmektesiniz.
Daha düne kadar dış işleri bakanınızı, Başbakan yaptınız, bugüne kadar beraber ne suç işlendiyse beraber işlediniz. Komşularımızın iç işlerine beraber karıştınız, Suriyeyi bölmeye ve parçalamaya çalışanlara taşeronluk ettiniz, orada sayısını bilmediğimiz kadar canavar terör örgütlerini işbirliği içinde olduğunuz dost görünümlü şer ülke Amerika ile siz yaptınız.
BOP eş başkanı sizdiniz, yola birlikte çıktığınız Abdullah Gül ülkemiz dahil 22 ülkenin rejimi değişecek dediği halde onu Cumhurbaşkanı siz seçtiniz, sonra kendinize kaçak saray yaptınız, biz işsizken bizim haklarımızla yediniz, içtiniz, hesap vermediniz, doksan yıllık birikimleri sattınız, karşılığını yandaş sermaye sahiplerine aktardınız. Her kurumu özelleştirdiğiniz halde hazine arazileriyle birilerini inşaat+banka destekli zengin ettiniz. TOKİ’yi sadece Başbakana bağladınız.
On dört yılın hesabını evrensel hukuk ve hak adına vermediniz.
Sandık da aklanmak gibi demokrasilerde asla örneği görülmemiş bir garabete imza attınız.
17 milyon fazla oy pusulası basılması yoluyla, seçim işlerini iç işleri bakanlığına devrederek şaibeli seçimlerle iktidar ve Cumhurbaşkanı bile oldunuz.
Daha ne istiyorsunuz bizden?
Canımızı da mı alacaksınız?
Bunu da yaptınız aslında ya Başkanlık ya kaos diye gazete paçavrası bizi tehdit ederek teröre halkı kurban ettiniz.
2002 yılında bitmiş terör sizinle siyasallaştı, TBMM’ne soktunuz, terörü muhatap aldınız, terörle mücadele yerine müzakere yaptınız, teröristlerle halay çektiniz.
Türk Milletinin ordusuna sizin tabirinizle paralel diye adlandırdığınız terör örgütüne ne istediler de vermedik dediniz, askerimize kumpas kurduk dediniz, o zaman sizde bu terör örgütüne yardım ve yataklık yapma suçu işlediniz.
Askerimize kelle dediniz, atamıza iki ayyaş dediniz, Türk Milletinin ulus milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum dediniz, ırkçı, mezhepçi, bölücü, dinci, ayrımcı siyaseti siz bizim hayatımıza getirdiniz.
Taraf olmayan bertaraf olur diye sizinle aynı düşünmeyeni tehdit ettiniz.
İyi ki sizinle aynı düşünceye sahip değilim. Bununla gurur duyuyorum. Çünkü ben demokrasi katili biriyle aynı görüşe sahip olamam.
Demokrasiyi amaç yerine araç görenle aynı düşünemem.
Halkı ya 400 vekil verirsiniz ya da kaos, terör bitmez diye tehdit eden dünyada ilksiniz.
Bu ve benzeri sebeplerle dini siyasetinize alet ettiğiniz için mahşer tufanında canlı helak oldunuz.
Şimdi geri dönüp, aklanarak halkın gözünde daha itibarlı olacağınıza neden en tepeye çıkmış olmanızın tüm yetkilerini hukuk tanımaz bir şekilde kendi şahsi çıkarınız adına daha dün kardeşim dediklerinize bile kıyarak insan harcıyorsunuz?
Siz bu yetkiyi kimden aldınız?
Size vermediğim yetkimi geri alıyorum çünkü Cumhur oy vermeyenlerin de temsilcisidir.
Tek kişi idaresi zorbalıktır.
Dayatmadır, faşizmdir, polis devletidir, hukuksuzdur, Anayasa ortadadır.
Teslim olun, istifa edin, şer ülkenin istida edin sözüne benzemez Türk Milletinin istifa edin sözü…
Türk Milletini karşısına alan birinin bu ülkede Cumhurbaşkanı kalması mümkün değildir.
Önder Karaçay
Monnıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. Cumhurbaşkanı kendisini batınının şer bölücü ve parçalayıcı projesinde kullanıp attıktan sonra kendisi de şimdi kendisini kurtarmak adına kullandıklarını kullanıp atıyor. Bu iyice köşeye sıkışmış olmak ve bitişin son hamlesidir. Bundan sonra gidebileceği alan kalmamıştır. Sarayına sığınmıştır. Türk Milleti duruma el koymalı ve vekaleti derhal geri almalıdır. Demokrasi kıyımına daha fazla tahammül daha fazla kayıp demektir.

    YanıtlaSil