2 Mayıs 2016 Pazartesi

Vatanı Geri Kazanıyoruz İhanetinin Gerçek Niyeti Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Vatanı Geri Kazanıyoruz İhanetinin Gerçek Niyeti Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

ataturkculugun-onemi
Vatanı Geri Kazanıyoruz İhanetinin Gerçek Niyeti Nedir? // Türk Fırtınası // Önder Karaçay
Öncelikle Cumhurbaşkanına vatanı ne zaman kaybettiğini sorarak başlamak istiyorum?
Vatanı geri kazanıyoruz demek ne demektir? Siz on dört yılda vatanı kaybetmek için mi görevliydiniz? BOP, GOP eş başkanlığı bunun için miydi? Bu ihanet görevleri kimden izin aldınız da yaptınız?
Terör ve silahlar ülkemize yerleştirilirken siz ne yapıyordunuz?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev yapmasına valiler aracılılığıyla neden engel oldunuz?
O günkü Genel Kurmay Başkanına da sormak istiyorum; bu ihanete neden göz yumdunuz? Neden siyasetin emrinde devletin valisi olacağına birilerinin valisi olanları dinlediniz?
24 Temmuz 2015 tarihinde askerimizi terörü temizlemek için vatanı geri kazanıyoruz adı altında ihanetinizi gizleyerek kahraman mı olacağınızı zannettiniz?
Akan her askerimizin kanından siz sorumlusunuz. Akan her yurttaşın kanından siz sorumlusunuz.
Adaleti bugün işlemez hale getirmiş devletimizi bir polis devletine dönüştürerek kendinizi koruma altına aldığınızı düşünebilirsiniz. Yalnız unutmayın bu ülkenin gerçek kahraman ve emanetin sahibi nöbetçilerini, asil Türk Milletini görmezden gelemezsiniz.
Size hukuk kurallarına uygun devlet yönetme yetkisi verilmiş olup devletin rejimini kendi şahsi niyetinize uygun dönüştürme yetkisi verilmemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu ülkede yaşayan her yurttaşın devletidir. Kimsenin babasının çiftliği değildir.
Sizin tek başına iktidar olmanız doksan yıllık birikimleri satmanız anlamına gelemez. Bir gün hesabının sorulacağını nasıl akıl edemezsiniz.
Küresel şirk kurumları on dört yıldır ekonomiyi adeta talan ederek yağma ettiler. Alış veriş merkezleri küresel şirk kurumlarının esnaf olduğu ithal ürünlerin satıldığı, yerli üreticinin korunmadığı, halkın küresel şirk kurumlarına müşteri yapıldığı bir ihanet dönemidir son on dört yıl.
Bankaları yabancılara satarak ülkemizin nüfusunun % 1’inin dörtte birine istihdam ancak sağlayan ve en çok kar üreten bankalar banka çalışanlarına adeta zulüm yaptılar, göz yumdunuz.
Borç, teknoloji ve tüketim destekli bu ihaneti siz işbirliği ile korudunuz.
Sermaye dünya mafyasıyla gizli toplantılar yaparak Türk Mevsimi düzenlemek isteyenlerle işbirliği yaptı siz bunu da görmezden gelerek desteklediniz.
Önce vatana teröristlerin ve silahların yerleşmesine göz yuman, milli ekonomiyi tahrip ettiren, doksan yıllık birikimleri satanların vatanı geri kazanıyoruz demelerinin ne anlama geldiğini bilmek zorundayız. Askerimizin kanının akmasına sebep olan 24 Temmuz 2015 tarihinin seçilmesinin gizli bir niyeti ve buradan taklitle bir kahramanlık çıkarmak olduğunu anlatmak adına Erzurum, Sivas Kongreleri ile Amasya Genelgesi nedir eğer bilmezsek bu ihaneti de anlayamayız.
Askerimize Ergenekon terör örgütü ile kumpas kuranlar, bu davanın savcısıyım diyenler ve askerimize kelle deyip sonrada askerimizin kanını akıtanlara biz bunun hesabını sorarız. Bu vatana ve millete ihanettir. Cumhurbaşkanı olmuş olmak, adaleti işlemez hale getirmiş olmak bunun hesabı sorulamaz anlamına gelmez.
24 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi ile Mustafa Kemal Paşa’nın Başkanlığın da  Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı paylaşım savaşı sonrasında 5 milyon m2 toprağının kalan 718 bin m2 kara, yarısı kadar denizini kurtaran asil savaş sonrası 29 Ekim 1923 günü Türkiye Cumhuriyeti adıyla Türk Milleti adına yaşayan tüm halklar adına kurulmuş insanlığın ilk ve son insanlık projesi devletidir. Siz nasıl olur önce terörün ülkemize yerleşmesine göz yumar, açılımla terörle mücadele yerine müzakere eder, sonrada vatanı geri kazanıyoruz ve 24 Temmuz 2015 gibi bir tarihi seçerek taklitle kahraman olmaya kalkarsınız.
1950 yılında üçüncü paylaşım savaşını başlatmak isteyenler el sıkıştıkları ihanet ile başlattıkları bela günümüze kadar kanlı bir üçüncü dünya ve Türk Milletine karşı 12 Eylül 2012 tarihinde toplu, 12 Eylül 2012 tarihinde bire bir ayrımcılık zulmü ile darbelerle kan akıtan ve niyeti yine toprak paylaşmak olan bir savaştı. O tarihte her mahallede bir milyoner üreteceğiz diye yola çıkanlar bugün devletimizi dünya mafyasıyla işbirliği içinde tehdit etmişlerdir.
28 Şubat şer gömleği giydiren ve giyenler çok yazdığım Türk Mevsimi ile son darbeyi vurmak adına işletilen projenin kırılma noktalarından biri 24 Temmuz 2015 tarihidir.
Bu tarihte kullanıldığını ve atılacağını Reyhanlı saldırısı sonrası eşiyle Amerika’ya koşan eşine verilen diktatör kitapçığı ile bittin bizim için git yeni görevlerini yap dediler. Bunun haricinde başka bir devletin bizim Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden size istifa edin dediği halde siz yine o ülkeye hangi mecburiyetlerle gittiniz?
BOP ihanet projesi kapsamında mı gittiniz? Ya da siyasi parti kurmadan önce aşağıda yazdığınız Star gazetesinde yayınlanan bir köşe yazısına konu olan ve reddetmediğiniz mektupta dediğiniz gibi; “Samimiyetiyle sizin olan” niyetiniz için mi gittiniz?
Dr. Paul Wolfowitz
Savunma Bakan Vekili
Pentagon
Washington DC, 20301
Ford
4 Kasım 2002
Değerli Dr. Wolfowitz,
Ülkelerimiz arasındaki tarihsel ortaklık ve dostluğun gelecekte de sürmesi ümidimi paylaşmak için, bu mesajımı ortak dostlar aracılığıyla doğrudan size ulaştırmak isterim.
Seçim sonuçlarının bizim genelkurmay saflarında biraz rahatsızlık yaratmış olabileceğinden, resmî konumunuz gereği, hiç kuşkusuz haberdarsınızdır. Bilmenizi isterim ki, onların Türkiye’nin müreffeh, seküler (çağdaş) ve birinci dünya topluluğunun güvenilir bir üyesi olması ümitlerini partim ve ben de paylaşıyoruz. Ve geçmişte hiç olmadığı kadar birleşmiş olan ülkemizin çıkarları için en iyisi olacak şekilde birlikte çalışabileceğimiz kanaatindeyim.
Bu amaçla, Org. Özkök ile mümkün olduğu kadar kısa sürede mahrem, özel bir toplantı yapabilmeyi ümit ediyorum. Özel cep numaram şudur: 0533 7…
Bu yardım ve ülkeme geçmişte gösterdiğiniz dostluk için çok teşekkürler.
Sizinle kişisel olarak görüşmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
“Samimiyetle sizin olan,” 

Recep Tayyip Erdoğan
Genel Başkan
Baktınız sadece kendim değil veya proje gereği tamda öyle bir tarih seçildi ki; daha önce valilere açılımla terör barışı yapıyoruz diye engellediniz. Terörist görürseniz dokunmayın niyetin aslında bir kurmaca olduğunun 24 Temmuz gibi bir tarihte Türk Silahlı Kuvvetleriyle açılım bitti aşamasına bir anda gelme sebebini geçen günlerde askerimizin kanı neden akıyor diye haklı feryat edenlere;
“VATANI GERİ KAZANIYORUZ” sözü ile niyetinizi ortaya koyuyordu.
Ne anlama geliyor? 24 Temmuz 1919 ile intikam anlamı kazanacaktı derin tarih planında.
Bunu da; Başkan ve Anayasa’da Türkü çıkarmak niyeti gibi çöpe attık.
Erzurum Kongresini tekrar okumak ve öğrenmek gerçek, yakın ve anlık tarih için elzemdir.
Türk niyet okur ileriyi gören lider Atatürk ruhu budur işte. Atatürk bir asır önce bugünleri gördüğü için dahidir. Her yazdığı ve söylediği çıkmıştır.
Türkler yürek meydanında Türk insanlık devrimini gönül kongresiyle vatanın ve Türk Milletinin geleceğinin kurtulması için bütün engelleri tek tek süpürerek kaldıracak ve yarım kalan Atatürk devrimleri tamamlanarak devletimiz sonsuza kadar yaşayacaktır.
Görselde 24 Temmuz 1919 Erzurum Kongresini yazan İstiklal Harbi Gazetesi olup Erzurum Kongresi Başkanlığına oy birliği ile seçilen Mustafa Kemal Paşa diyor ki;
“Vatanın kurutuluşu yolunda millet bütün engelleri kıracak, süpürecek.”
Bugün yaşadığımız da farklı değildir. 19 Ocak 2016 tarihinde biten mahşer tufanı Türk Milletinin ikinci doğum günüdür. Milli ekonomi savaşının tekrar kazanılması adına yüce adaletin haklı olan Türk Milletine Firavun sonrası son ibret zalimlerin CANLI HELAK olmalarıyla yaşattıkları zulmü çekmeleri için helak olmuşlardır.
Dünya ilk ruhuna kavuştu o mahşer tufanıyla. Şimdi insanlığın zalimlerden kurtulma ve zulmün cenazesini kaldırma mücadelesi devam edecektir.
Hatta içimizde sinsi iç düşmanlığını gizlemiş hain derin sermaye devletinin ihanetini ortaya kitabımla MUHTIRA vererek emsali görülmemiş bu ihanete karşı yine diyoruz ki;
“Türk insanlık devrimi ile vatanın ve Türk Milletinin kurtuluşu için enkaza dönüşen bütün engelleri tek tek süpürerek kaldıracağız.” // Önder Karaçay
Türkler tarih yazmaya başladı mı? Son noktayı koymadan o tarih yazılmış olmaz.
Türk asaletinin, ruhunun, tarihinin, kültürünün, geçmişinin, kararlı cesaretinin karşısında hiçbir örgütlenmiş ihanetin yaşama şansı yoktur.
Kendi içlerinde yaşadıkları ihanet kavgasının sonu bellidir.
Bugünlerin yaşanacağını yıllar önce sırrım gereği bildiğim için büyük bir hazırlıkla ve imanlı bir inançla tarihin derinliklerinden Türk Milleti için geldim.
Bugün her Türk bir Atatürk olmak zorundadır.
Bayrağımızın arkasına sığınarak sizi kandıran hainlere kanmamalıyız. Türk bir tek doğru ve hak neyse onun peşinden gider ve birisini kandırmak için oyun oynamaz. Oyun oynayanlara da çıkarı için kanmaz.
Vatanımız ve Türk Milletinin geleceği için en büyük engel derin sermaye devleti ve bunların emrinde gücü ele geçirdiğini sanan zavallılardır.
Bir ülkenin adalet sistemi ve adalet adına iş yapan insanları muhtelif baskı ve şiddetle görev yapamaz hale getirilmiş olabilir.
O zaman iş o ülkede yaşayan aklını, vicdanını, ahlakını, imanını, milli duygusunu kaybetmemiş olan vatanına ve milletine yurttaşlık bağı ile bağlı olan herkese düşer.
Adaletin adı o zaman Türk Milletinin vicdanı olur.
İhanete düşenler bu yöne doğru hızla ilerlemekte ve kendi kazdıkları kuyuya düşmek için yapmadıkları kalmamaktadır.
Herkes bugüne kadar aylardır yazdıklarım ve yaşadıklarınızla yaşananlarla lütfen karşılaştırın.
Erzurum Kongresi önemi ve alınan kararlar Türkiye Cumhuriyetinin 19 Mayıs 1919 birinci doğum günü Erzurum Kongresi ile Yerel Halk Meclisinde ilk kuruluşu anlamına gelir.
Taklitler her zaman aslını yaşatır.
23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum‘da toplanan kongredir. 17 Haziran’da Vilâyât-ı Şarkıye Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum şubesi tarafından toplanan Erzurum Kongresi Erzurum Umûmî Kongresi veya Umûmî Erzurum Kongresi olarak da anılır.
Kongreye çoğunluğu işgal altındaki 5 doğu ili Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis ve Van’dan gelen 62 delege katılmış; 2 hafta süren kongrede alınan kararlar Kurtuluş Mücadelesi‘nde izlenen çizgide önemli ölçüde belirleyici olmuştur.
Kongreyi geçici başkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmış; yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına getirilmiştir.
Aslında Kongre görüşmelerinin 10 Temmuz’da başlaması öngörülmüş, delegelerin bir bölümünün anılan tarihte Erzurum’a gelememesinden dolayı ertelenerek, 23 Temmuz’da görüşmelere başlanılmıştır.
Alınan kararlar;
Vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir.
İstanbul Hükûmeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplanmamış ise, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
Kuva-yi Milliye’yi etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
Azınlıklara siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
Ancak bu vatandaşların canları, malları ve ırzları her türlü saldırıdan korunacaktır.
Manda ve himaye kabul olunamaz.
Milli irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
Mebuslar Meclisi’nin derhal toplanmasına ve hükûmetin yaptığı işlerin milletçe kontrolüne çalışılacaktır.
Sömürgecilik amacı taşımayan devletlerden teknik, sanayi ve ekonomik yardım kabul edilebilir.
Erzurum Kongresinin Önemi ve Özellikleri:
1- Manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.
2- İlk kez milli sınırlardan bahsedilmiş ve Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı anda Türk vatanı olan topraklarının parçalanamayacağı açıklanmıştır.
3- Toplanış şekli bakımından bölgesel olmasına karşın aldığı kararlar bakımından milli bir kongredir.
4- İlk defa geçici bir hükümetin kurulacağından bahsedilmiştir.
5- Erzurum Kongresi Sivas kongresine bir ön hazırlık çalışması niteliğindedir.
6- İlk kez başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı dokuz kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Bu Temsil Heyeti bir hükümet gibi görev yapacaktır. (Temsil Heyeti’nin görevi TBMM’nin açılmasına kadar devam edecektir.)
7- Erzurum Kongresinin bir önemi de Batı Anadolu’da Yunan kuvvetlerine karşı mücadele eden Kuva-yi Milliye üzerinde büyük moral etkisi yaptı.
8- Erzurum Kongresi Mustafa Kemal’in sivil olarak görev aldığı ilk yerdir. Bölgesel bir kongredir.
Amasya Genelgesi Ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti‘nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olması nedeniyle de Amasya Genelgesi’ nin Türk tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır.
Genelgenin hazırlanması;
İlk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiştir. Bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır, çünkü İstanbul Hükümeti’ni hiçe saymakta, hükümetin düşman devletlerin esiri olduğunu söylemekte ve milleti yine milletin kendisinin azmi ve kararlılığının kurtaracağını söylemektedir. Maddenin yorumu Kurtuluş Savaşı‘nın amacı ve yönetim şeklinin halk tarafından yapılması ve seçilmesidir Mustafa Kemal kendisinin hazırladığı Amasya Tamimi’ni, 9. Ordu Müfettişi sıfatı ile imzalamıştır.
Esaslar, Mustafa Kemal tarafından yaveri Cevat Abbas Bey’e 21-22 Haziran 1919 gecesi Amasya’da yazdırılmıştır . Sivas‘ta bir kongre toplanacağı, Amasya Genelgesinde belirtilmiştir.
Mustafa Kemal tarafından Cevat Abbas Bey’e yazdırılan temel esaslar şunlardır;
Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul hükumeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta hemen milli bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır.
Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere yola çıkılması gerekmektedir.
Her ihtimale karşı bu mesele milli bir sır olarak tutulmalı ve temsilciler gereğinde yolculuklarını kendilerini tanıtmadan yapmalıdırlar.
Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse Erzurum Kongresi‘nin üyeleri de Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket ederler.
Nutuk‘un aynı bölümünde ifade edilir ki, aslında bu taslak, dört maddelik bir müsvedde olarak dikte edilmiştir. Amasya genelgesinin sonuç bildirgesi bu taslak doğrultusunda gerçekleşmiştir. Bu taslak metnin sonunda, Mustafa Kemal’in, Kurmay Başkanı Albay Kazım Bey‘in, kurmay heyetinden tebliğ işlerinden sorumlu memur Hüsrev Bey’in, askeri makamlara şifre yayan diğer bir yaver Muzaffer Bey’in ve sivil makamlara şivreleyen fakat Nutuk’ta adı açıklanmayan bir sivil memurun imzaları vardır, ve Nutuk’ta ifade edildiğine göre bunlardan başka imzalar da vardır.
Hazırlanan bildirideki bu diğer imzalar, bahsi geçen ilk imzalardan sonra müsveddede yerini almıştır. Atatürk’ün Nutuk’ta, isimlerinden bahsetmediği bu imzaların sahipleri; İstiklal Savaşı‘nı başlatan diğer komutanlar olan ve fakat Milli Mücadele sonrasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adlı muhalefet partisi kurmak istedikleri için “gözden düşen”Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Paşa‘dır.
Bildiri, Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir‘e ve Cemal (Mersinli) Paşalara da sunuldu Onların onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919’da ülkenin en batısındakinden en doğusundakine kadar tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı.
Sivas Kongresi Önemi ve Kararları
Mustafa Kemal‘in Amasya Genelgesi‘ni açıkladıktan sonra bir çağrı üzerine I. Dünya Savaşı‘ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas‘ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongredir.
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel olmuştur; bu nedenle Sivas Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür.
Sivas Kongresi’nde, Erzurum Kongresi’nde alınan vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığıyla ilgili kararlar aynen kabul edilmiştir.
Kongre aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi‘nin ilk kurultayı olarak kabul edilmektedir.
Bugün CHP can çekişmektedir. Dikkat Sivas Kongresinde kurulduğunu tarih söylüyor. Bugün CHP neye hizmet ediyor?
Kongre delegeleri
Kongrede doğu illeri adına delege olarak Erzurum Kongresi’nde seçilen Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu) üyeleri bulunuyordu. Batı ve Orta Anadolu illerinden gelen diğer temsilcilerin de katılımı sayesinde Sivas Kongresi, ulusal bir kongre niteliği kazanmıştı.
Kongreye katılan delege sayısı tartışmalı bir konudur. Ankara gibi bazı illerde vâlilik baskısı ile delege seçimi gerçekleşememiş, bazı illerden seçilen delegelerin ise yola çıkması engellenmiş, bu nedenle kongreye katılamamış veya kongre çalışmaları bittikten sonra Sivas’a gelebilmişlerdi. Sonradan katılanlar ila birlikte delege sayısının 41’i bulduğu söylenebilir (Farklı kaynaklara göre 31,33, 38 katılımcı vardır.)
Delegeler Kongrenin ilk oturumunda İttihat ve Terakki ile bir bağları olmadığını ispat için bir yemin metni hazırlamış ve bu metni okumuştur:
Bu yeminin asaletini herkes bir kez daha idrak etsin lütfen….
“Makam-ı celil-i hilafet ve saltanata, İslamiyete, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah”
Önder Karaçay
Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı


1 yorum:

  1. “Türk insanlık devrimi ile vatanın ve Türk Milletinin kurtuluşu için enkaza dönüşen bütün engelleri tek tek süpürerek kaldıracağız.” // Önder Karaçay

    YanıtlaSil