24 Mayıs 2016 Salı

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerlerine Düşen Görevler // Görülen Lüzum Üzerine // Önder Karaçay

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerlerine Düşen Görevler // Görülen Lüzum Üzerine // Önder Karaçay

peyami-safa-harf-inkilabi-harf-devrimi-yazi-devrimi-bir-milleti-yok-etmek-isterseniz-dilini-yok-edin-peyami-safa-m-kemal-peyami-safa-atatc3bcrk
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerlerine Düşen Görevler // Görülen Lüzum Üzerine // Önder Karaçay
Hukuk devletinde konumu, yetkisi, unvanı ne olursa olsun Türk Milletini Anayasa ve hukuka göre görev alarak hizmet etmek adına vekil olarak yetkilendirilmiş hiçbir kişi veya kurum kendisini, ne Türk Milletinden, ne de o milletin ortak hukuku Anayasadan üstün göremez. Kendisini yargıya talimat verme yetkisiyle kendi kendine yetkilendiremez. Bu yetkiyi dünya tarihinde hiçbir millet hiçbir devlet yönetene vermemiştir. Bunun aksi yaşanmışsa Anayasaya ve evrensel hukuka aykırıdır, suçtur, vatana ve millete şahsi çıkarına devletin ve milletin imkanlarını kullandığı için ihanet suçu işlemiş kabul görür. Yemine sadık kalmamak Anayasaya aykırıdır ve suçtur. Devlet yönetiminde sonradan hukuka uydururuz diye bir niyet art niyettir.
Hukuk tanımayarak faşist bir darbeyle iki dudak arası tek kişi kararlarıyla ülke yöneteceğini sanan Cumhurbaşkanı 4 Mayıs 2016 tarihi itibariyle işlediği son Anayasaya uymama suçu ile bundan sonra kendi kötü niyetine alet edeceği herkese suç işletmek isteyecektir.
Kendi işlediği suçları başkasına atma bir suçlu psikolojisidir. Aynı yolun yolcusu kendi arkadaşlarını satmak adına yaptıkları da suçlu psikolojidir.
Hukuk tanımayan bir Cumhurbaşkanı Türk Silahlı Kuvvetlerine de Başkomutan değildir artık.
Çünkü kendi işlediği suçlara orduyu, polisi, siyaseti, çıkarcı sermayeyi alet eden, kendi arkadaşlarını şahsi çıkarı ve kendi suçlarını kapatmak adına kullanan ve bir kenara kağıt gibi buruşturarak atan bir kişilik her türlü adaletsiz, haksız, hukuksuz işe her kullanabileceği kişiyi veya kurumu bundan sonra daha çok alet etmeye kalkacaktır.
O zaman hepimiz Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahsız Kuvvetleri olarak Atatürk’ün askeri olmaktan ve o büyük dahi Başkomutanın ölmez fikirleri doğrultusunda birleşerek iç ve dış düşmanı bertaraf etmek zorundayız.
En önemli uyarımız Türk Silahlı Kuvvetlerine olup; valilere teröre göz yumun siyaseti ile silah ve terörist yerleşmesine açılım veya barış yapıyoruz ihaneti adı altında bugün askerimizin kanı, polisimizin kanı akmak zorunda kalıyorsa bunun en önemli sebebi baş sorumlu on dört yıldır ülkemizi bu kan bataklığına sürükleyen Cumhurbaşkanıdır. Bir başka hatalı da o dönemin Genel Kurmay Başkanı ve o günkü kuvvet komutanlarıdır. Valileri ve Başbakanı dinlemeyecek ve terörün, silahların ülkemize yerleşmesine hendekler kazınarak vatanın savaş cephesine çevrilmesine izin vermemeleri gerekirdi.
4 Mayıs 2016 tarihinde son işlediği Anayasa suçuna rağmen, sekiz şehit cenazesi olmasına rağmen ülkede yas varken şaşalı düğün yapan hukuk tanımayan Cumhurbaşkanının düğününe katılan, şehitlere saygısızlık yaparak şahitlik yapan Genel Kurmay Başkanı artık Türk Milletinin kafasında bir soru işareti gibi kalmıştır. Kendisi aynı zamanda terörün silah ve terörist yerleştirilmesi sırasında, açılım ihaneti işlendiğinde kuvvet komutanıydı. Yarını, bir yıl sonrasını nasıl görmezsiniz? Yardımcıları olarak neden buna karşı çıkarak engel olmadınız?
Bundan sonra yapacağınız her işte, aldığınız her talimatta Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyetinin milli çıkarlarına uymayan hiçbir talimatı gerçekleştirmemeniz, yurdu iç ve dış düşmanlara karşı korumanız, insan ve silah terörünü titizlikle temizlemek dışında Cumhurbaşkanının niyetlerine uygun hiçbir talebi yerine getiremezsiniz. Önceden uyarıyoruz. Sonra bu vebal üzerinizde kalır.
Hukuk tanımayan Cumhurbaşkanı Başbakan olduğu dönemde de askere kumpas kurulan davalarda yardım ve yataklık yaptığı ve kendi isim takarak paralel diye terörist dedikleriyle işbirliği yaparak o davaların savcısıyım demek suçunu işlemişti. Şimdi onlar kötü kendisi iyi.
Aşılımla barış yapıyoruz adı altında BOP eş başkanı olarak terörü siyasal zemine taşımak ve Irak, Suriye bölgesinin bölünüp parçalanarak bir kukla devlet kurulması adına batı ihaneti devletleriyle işbirliği yaparak taşeronluk yapmıştır. Suriye’de bir hafta sonra Emevi camisinde namaz kılacağız diye ürettikleri terörle insanların ölmelerine ve yurtlarından çıkmak zorunda bırakılmasının sorumlusudur. Komşuda yangın çıkaranın kendi evi de yanar. Bugün askerlerimizin ölüm sebebi kendi ürettikleri teröristlerle, besledikleri, eğittikleri, silahlandırdıkları teröristlerle askerlerimiz ölmektedir. Bu teröristler BOP eş başkanlığı yaptığı ülkelerin verdiği silahlarla ülkemize saldırmaktadır. O zaman Cumhurbaşkanı akan kanın baş sorumlusudur. Emperyalizm kendisini BOP eş başkanı olarak Suriye’de kullanıp atmıştır. Hukuk tanımama ve her işi iki dudağı arasına alarak her yapılanın kendisi aleyhine olmamasını engellemek ve kendisinin kontrol etme sebebi bu suçluluk duygusu gereğidir. Yalnız korkunun ecele faydası yoktur. Kefeniyle yola çıkmış birisinin hukuktan bu kadar korkmasının sebebi aslında kefenin bir yalan olduğunu, suçun çok büyük olduğunu gösterir. Ülkemizin ve bölge ülkelerinin işine gelecek politikaları izleyerek Suriyeli insanların ülkelerine dönmeleri gerekir, bölge ülkeleriyle toprak bütünlüğü konusunda işbirliği yaparak terör üreten Amerika ve yandaş çete ülkeleri göndereceklerine bu bölgede bir kukla devlet kurulması ihaneti niyeti devam etmektedir. Bu bölgede Irak ve Suriye’nin bölünmesi ülkemiz ve İran’ın da bölünmesi anlamına gelir.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Komutanları kendi kendini yönetebilecek bir ordudur. Hukuk tanımayan bir Cumhurbaşkanından kesinlikle emir alamaz. Başbakan ve Bakanlar kurulu, diğer siyasi partiler, TBMM’i iradesi hukuk tanımaz Cumhurbaşkanı tarafından hiçe sayılmıştır. Türk Milletinin yarım olan iradesini iki dudağı arasına almak isteyen zihniyete karşı eğer yargı da bu vebale ortaksa söz ve yetki Türk Milletindedir. Cumhurbaşkanına sorgusuz sualsiz ve hukuksuz teslim olan ve biat eden her kamu görevlisi suç işleyecektir. Bugünlerde Amerika adına ülkemize askerler gelmekte, görüşmeler yapılmaktadır. Amerika’ya asla güvenilmemesi gerekir. Teröristler kara gücümdür diyen bu terör üreten ülke artık düşmanlığı ayan beyan ortadadır. Böyle bir dost görünümlü düşman ilişkisi asla devam ettirilemez. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu konuda çok dikkatli ve kararlı olmaları gerekir. Katar’a asker göndermek gibi bir garabetten sonra yeni bir hataya asla izin verilmemelidir. Amerika ve Avrupa artık terörü desteklediği açık beyan ortadadır, böyle düşman ülkelerle Türklerin dostluğu sürmesi mümkün değildir.
Bu ülkede artık sandık milletin önüne konulamaz.
Hukuk devletini tesis edecek devrim kanunları çıkmadan, suçlular başta Cumhurbaşkanı ve on dört yıldır suç işleyen tüm vekiller, kamu görevlileri yargılanmadan, ihanete bulaşarak dünya mafyasıyla Türk Mevsimi düzenleyen sermaye yargılanmadan ve milli ekonomi gereği kamulaştırmalar başlamadan huzurun gelmesi, adaletin tesis edilmesi mümkün değildir.
Adaletsizlik en tepeye çıkmıştır.
TBMM çatısı altında vekil olanlar, bakanlar, siyasi partiler, ordu, polis, yargı, basın, sermaye ve kamu görevi yapan herkes bundan sonra Cumhurbaşkanının yaptıracağı her iş size patlayabilir, hukuksuz hiç bir işe kimse alet olmamalıdır. Bunun faturası çok ağır olacaktır.
Hem suçlu, hem de devletin imkanlarını millet yerine şahsi çıkarına adına kullanan birisi güçlü olamaz.
Bu ülkede tek güç Türk Milletinin milli birlik gücüdür.
Bizim siyasi partilere, işbirlikçi sermaye ve siyasetçilerine, suçlulara göz yuman yargı mensuplarına, görev yapmayan kamu çalışanlarına değil, gücünü adalet ve hukuk adına Türk Milletinden alan Türk Milleti adına eşit, adil, hesap vererek, Anayasa ve hukuka uygun iş yapan Cumhurbaşkanı dahil kamuda görev yapan vekillere ihtiyacımız vardır.
Adaletin bir gün herkese ve özellikle adaleti yok edenlere lazım olacağını unutanlar çok kötü hatırlamak zorunda kalacaklar.
Diyanet İşleri Başkanlığı siyaset işleri başkanlığı gibi laiklik savaşın sebebidir gibi, Atatürk heykelleri puttur gibi yetkisini ve haddini aşan işlere bulaşarak suç işlemektedir. Camilerde para toplayarak siyaset yapılmasını engellemeyerek Türk Milletinin duygusunu ve cebini sömürenlerin önce 12 bakanlıktan daha fazla pay alıp hala milletin cebine el uzatmaktan utanarak yaptığı işin dışına çıkarak suç işlediği görmesi gerekir. Görmüyorsa, ya da birilerinin baskısı ile yapıyorsa suç işlemektedir.
2001 yılında Cumhurbaşkanın Anayasa kitabını hile ile bahane ederek vurgun vuran sermaye bankaları bugün Cumhurbaşkanı hukuksuz Başbakanı siyasete müdahale ederek kongre kararı aldırarak kendisine biat edenleri seçecek kadar siyasetin içinde olmasına rağmen bu ihanet sermayesinin borsasında kıpırdanma olmuyorsa bunlar aynı niyetle kol kola işbirliği içinde olduklarını gösterir.
Kamulaştırmalar ve milli üretim ekonomisi ne kadar geç başlarsa zararımız o kadar büyür. Bu sebeple devrim yasaları bir an önce çıkmalı ve hukuk devleti tesis edilerek milli çıkarlarımıza Türk Milletine hizmet eden bir devlet Cumhuriyetimizin ilk ruhu ile ayarlarına geri dönmelidir.
Zarar büyüdükçe Türk Milletinin faturası kabarmaktadır. İç ve dış düşmanın amacı budur.
Bu sebeple Türk Milleti duruma el koymalıdır.
Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı eseri korumak adına fazlasıyla ölümsüz fikirleri vardır. Tek eksiğimiz el ele milli birlik ve beraberlikle bu gafleti, delalet, garabet ve ihanetin hakkından gelecek, akıl, vicdan, iman ve cesareti göstermektir. Bütün bu meziyetler her Türk insanında fazlasıyla mevcuttur.
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. Hukuk devletinde konumu, yetkisi, unvanı ne olursa olsun Türk Milletini Anayasa ve hukuka göre görev alarak hizmet etmek adına vekil olarak yetkilendirilmiş hiçbir kişi veya kurum kendisini, ne Türk Milletinden, ne de o milletin ortak hukuku Anayasadan üstün göremez. Kendisini yargıya talimat verme yetkisiyle kendi kendine yetkilendiremez. Bu yetkiyi dünya tarihinde hiçbir millet hiçbir devlet yönetene vermemiştir. Bunun aksi yaşanmışsa Anayasaya ve evrensel hukuka aykırıdır, suçtur, vatana ve millete şahsi çıkarına devletin ve milletin imkanlarını kullandığı için ihanet suçu işlemiş kabul görür. Yemine sadık kalmamak Anayasaya aykırıdır ve suçtur. Devlet yönetiminde sonradan hukuka uydururuz diye bir niyet art niyettir.

    YanıtlaSil