29 Şubat 2016 Pazartesi

Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay

Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay

1185997_382467875213807_788048600_n[1]
Mahşer Tufanı, Din, Özgürlük ve Mustafa Kemal Atatürk // Türk Devrimi Yazıları // Önder Karaçay
 
Yaratan sana aklı, vicdanı, cesareti, imanı, milli duyguyu, aşkı, sevgiyi, ilahi mesajın kitabı Kur’an ile Allah’ın adıyla oku özgürlüğün için zulme ve haksızlığa her zaman karşı çık dediği halde sen hala Kur’an Arapça okunur ve dinlenir aşamasını geçememiş isen daha çok köle yaşarsın.
 
Mahşer tufanı ve canlı helak ibreti insanlığa unutturulan şu gerçeği ilahi sırla hatırlatma şansı verdi bana; Nedir o?
 
Geçmiş dinler insanlığın tamamına değil belli kabile veya ırklara gelmiştir. O dinlerin son kullanma tarihi İslam, Kur’an ve Hazreti Muhammed (ona selam olsun) son peygamberle bitmiştir.
 
Dinler arası diyalog Mesih Deccal yalanı içindi. Mahşer Tufanı ve Canlı Helak ibreti bunu da bitirdi.
 
Oysa İslam dini son din, kitabı Kur’an son ilahi kitap, son Peygamber Hazreti Muhammed (ona selam olsun) bütün insanlığa gelmiş ve her milletin kendi dilinde dinini öğrenme özgürlüğünü dinde zorlama yoktur diyerek dini hiçbir kurum ve kişinin himayesine vermemiştir.
 
Hazreti Muhammed (ona selam olsun) zamanında İslam dini bütün dünyaya yayılmadığı ve onun dili Arapça olduğu için Allah o dilde tebliği kolay diye kolaylaştırmıştır. Her millete bir peygamber ve din çağını putları yıkarak en büyük devrimi yapan o büyük insanın ümmeti birilerine kul ve köle olmuşsa İslam ve Müslümanlıkla alakası kalmamış demektir.
 
İmam-ı Azam Kur’an dilinin her milletin kendi diline çevrilmesi ve okunmasını ilk dile getiren kişidir.
 
Daha sonra bu düşünceyi dünyada ilk gerçekleştiren mütedeyyin Müslüman Mustafa Kemal Atatürk’tür.
 
Mahşer Tufanı ve Canlı Helak ile Allah’ın bana dört büyük Türk’ün ruhunu örülü giydirme sebeplerinden biride Mustafa Kemal Atatürk’e dinsiz diyenlerin dinsiz olduğunu ortaya koymak ve insanlığı bu haksız vicdansızlıktan kurtarmak içindi.
 
Her insan dinini kendi öz diliyle okuma, anlama ve kendi vicdanı ile yaşama hakkına sahiptir. Din Arap olmak veya Arapça bilmek değildir. Bu hurafe dinidir. Tarikatlar, Kur’an kursu adı altında faaliyetlerin tamamı birilerinin kendine müşteri bulma yapılarıdır.
 
Kur’an anlayabildiğin dilde okursan sana fayda sağlar. Eğer Arapça ile fayda sağlasaydı 80 bin cami, 100 bin imamla bu ülke bu halde olmazdı….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder