18 Nisan 2016 Pazartesi

Anıta Dikilmişti İnsanlık // Zor Günlerin Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

Anıta Dikilmişti İnsanlık // Zor Günlerin Mensur Şiirleri // Önder Karaçay

7869d3c6-4cd3-4942-8eaf-e9c948fab83d_mw1024_mh1024_s
Anıta Dikilmişti İnsanlık // Zor Günlerin Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
İnsanlık ölüyordu,
Ölmesin yaşasın umuduyla,
Anıta dikilmişti insanlık.
Taşa tutunamayanlar, taştan korkmuştu,
Nasıl bir korkuydu bu amansız bir tutumla insanlığın simgesine saldırıyorlardı,
Tekbir getirerek kesmişlerdi kafasını insanlığın.
İnsanlığını koruyanlara aslında bir mesaj veriliyordu,
İnsanlığın kabuk tutmuş bütün yaraları kanatılmak isteniyor,
İnsanlık anıtı baş eğmeden dik duruyordu,
Dik duramayanlardan daha fazla taş haliyle direniyordu,
İyi ki anıta dikilmişti insanlık.
Bir ara göz göze geliyorduk,
İkimizin bakışlarında gurur vardı, bakışlarımız da dik dik bakıyordu,
Biz insandık ve insanlığın abidesiydik, hoyratlığa karşı savaşın abidesi gibi,
Başımızın dik olması ve göklere yükselmesi özgürlüğü,
İnsanlığı yaşatması adına insanlık düşmanlarını öldürüyordu,
Ölmesin, yaşasın umuduyla anıta dikilmişti insanlık.
Bu barbar yaklaşımda kin ve intikam alma duygusu vardı,
İnsanlığın üretici yanına düşmanlık yapılıyordu,
İnsanın insana yaptıkları tarihte ve günümüzde yetmezmiş gibi,
Sıra; sanata, tiyatroya, heykele, fikre kadar gelmişti,
İnsanlığı yok etmek isteyenlerin karşısında;
İnsanlık boyun eğmeliydi, heykel gibi dik durması istenmiyordu aslında,
Belki anlaşılmayan veya anlatılmak istenen buydu.
İnsan teslim olmalı, direnmemeli, hatta güdülmeyi öğrenmeliydi,
Kulluğunu kula karşı bilmeli, yalvarmayı, dilenmeyi sadaka edinmeliydi,
Üretmemeli, özgürlüğe hasret sadece tüketmeliydi,
İnsanlık adını bir anıta dikmemeliydi.
İnsanlığın başı dik durmamalıydı,
Kim öğretmişti tekrar başı dik olmayı?
O hedef olmalıydı!
Karanlık gizlendiği yerden gelmeli,
Tekbir ya da tekbirsiz insanlığın başını vurmalıydı,
Ölmeliydi insanlığın beşiğinde insanlık,
Ölmesin yaşasın umuduyla anıta dikilmişti insanlık.
İnsan en fazla eşrefi mahlûkat sözünü söyleyenin sınırları içinde kalabilirdi,
Üretemezdi taştan, bakırdan, demirden, tahtadan, çamurdan,
Merhamet madenine sahip güzellikler üreten insanlarda vardı,
Yıkan da insandı, yakılmaya çalışılan da, yakanda, yıkan da,
Anıtı yıkan, fikri yıkmaya çalışırken yıkılan, güzelliği yıkan,
Git kendi kirli niyetini yıka, yık diyende insandı.
O anıt ki insanın efendisiz bir dünya özlemini yaşatacaktı,
Demek ki o anıtın taşıdığı yük ağır gelmişti birilerine,
İnsanlığın karşısında dik duramayanlar yıkmıştı insanlık anıtını!
İnsanlığa verilen değer efendisinden kopuyor,
Efendi neyin efendisi olduğunu bilmiyor, kafa koparma hakkını kendinde görüyordu,
İnsanlığın kafası, kolu, bacağı, gövdesi insanlığın önünde ibretlik bir şekilde,
Efendinize kul olacaksınız mesajıyla koparılıyordu.
Oysa insanın insanı yönetmediği ve bütün insanlığın ortak koyduğu kuralların,
İnsanlığı eşit yönettiği ve adil, hakça hak dağıttığı efendisiz bir dünyaya gidecektik,
Efendilerin efendileri türemişti insanlığın kafasını kesmeye geldiklerinde anlaşıldı niyetleri,
Efendili bir dünyada bir taşlar yönetilebilirdi, bir de taş olmuş taş yürekli kafalar,
Taşlaşmamışlar kul olamaz diye taşlar tıkılıyordu,
Taşlaşmışları taşlayanlarda istenmiyordu.
İnsanlık ölmemek adına direniyor,
Ölmesin yaşasın diye anıta dikiliyor, insanlığın öldürmek isteyenler,
İnsanlığın başını simgesel bir şekilde,
Keserek koyduğu rafta duruyordu, insanlık şimdilik ertelenmişti!
İnsanlığın yerine paranın putlaştırdığı tanrıları çoğaltmak niyetinin bir parçası olarak,
Yurdun her tarafına insanlığın bir gün utanç duyacağı,
Ucube inşaatlar dikiliyordu.
İnsan taşı yontarak üretse bu isyan sayılıyordu,
İşte insanlık böyle karanlık bir zihniyette yakılmak isteniyordu,
Madımak bunun adına müzeye dönüştü,
İnsanlığı yakma müzesi yerinde dimdik duruyordu.
İnsanlığı yakmak ve yıkmak isteyenleri birileri efendi yerine koyarak,
Rızkı verecek olan yerine sayıyordu ki;
Yirmi birinci yüzyılda da insanlık yine taşa çarpmıştı,
Tarihte karanlık bir çağ devri gibi kalmak adına hiç yakışmamıştı.
Anıta dikilen insanlığın anıtının yıkılışı,
Belleklerde işte böyle acı bir resimle kaldı,
Gelecek; anıta ucube diye yıkanların, yıkılacağı günlere gebeydi.
Önder Karaçay
Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder