25 Nisan 2016 Pazartesi

Düşünce ve Eylem Birliği Kopan Toplumlar Köle Olarak Uyanırlar // Dip Dalga // Önder Karaçay

Düşünce ve Eylem Birliği Kopan Toplumlar Köle Olarak Uyanırlar // Dip Dalga // Önder Karaçay

f76019ab06c7a3f3304a90b620b01b99
Düşünce ve Eylem Birliği Kopan Toplumlar Köle Olarak Uyanırlar // Dip Dalga // Önder Karaçay
Bunu bize büyük dahi liderimiz Atatürk öğretmiş olmasına rağmen 1950 tarihinden bu yana kendisinin yokluğunu fırsat bilen Cumhuriyetimizin kuruluşunda da düşmanlık eden iç nifakların dış nifaklar ile işbirliğine girmesi sonucu darbelerle toplumun eylem ve düşünce birliği kopmuştu.
“Uyuyan toplumlar ya ölür ya da köle olarak uyanır.” // Mustafa Kemal Atatürk
Kabul edelim ki otuz beş yıllık ihanet yaşanırken hepimiz uyuduk. Bugün uyanıyoruz. Mücadelemizin anlamı kölelikten kurtulma mücadelesidir.
Kimimiz kravatlı, kimimiz gönüllü, kimimiz farkında olmadan köleyiz. Gerçeklerle yüzleşemeyen insan ve toplumlar doğrunun yolunu asla bulamazlar.
Öyle bize bir şey olmaz böbürlenmesinin ne kadar anlamsız olduğunu sanırım son on dört yıl hepimize kafamıza dank ede ede öğretmiş olmalıdır. Aksi takdirde daha çekeceğimiz çok cezamız vardır.
Kur’an-ı Kerim Yunus Suresi 100. ayet der ki; “Akıl ve vicdanını kullanmayan insan ve toplumların tepesine pislik yağar.”
Arap yarım adasına pislik yağma sebebi budur. O bölgede aklı ve vicdan yoksunu bir toplum var ve yönetenleri zalimdir. Pislik yağması da bu sebeple bitmemektedir.
Ne kadar üzücüdür ki; ülkemizi son on dört yılda yönetenler komşu ülkelerin iç işlerine zalimlerin projelerinde taşeronluk yapanlar yüzünden ülkemizde yurttaşların, asker ve polisimizin kanı bu ihanet sebebiyle akmaktadır. Hatta o terörü eğiten, destek veren, onlarla masa başı siyaset yapan, şımartan bir zihniyet bugün bu bedeli halkımıza ödettirilmektedir. Oysa bedeli ödemesi gerekenler kendileridir. Bunun için toplumun uyuşukluktan kurtulması lazım. Bunun için hepimizin onun bunun ideolojilerinin peşinde helak olacağımıza vatanımız ve milletimiz için yurttaşlık bilinci ile birleşmemiz ve hepsini tarihin çöplüğüne atmamız gerekmektedir.
Bu kanın akmasında bu toplumda yaşayan herkes böyle bir yönetime karşı çıkmadığı için başımıza pislik yağmasından sorumludur veya sorumlu hissetmek zorundadır.
Aksi takdirde çok daha vehim sonuçlar doğuracak bir kutuplaşma ile etnik ve dinsel temelde bölmek ve parçalayarak kendini haklı çıkarmaya çalışan bir kötü niyetle karşı karşıyayız.
1950 sonrası ülkemizde darbelerle düşünce ve eylem birliği koparıldığı için 2013 yılında gezi eylemlerinde gençleri sadece tüm ülkede seksen milyon insandan on milyon insanın destek vermiş olması toplumun duyarlılık düzeyinin çok düşük olduğuna örnektir.
İşte düşünce ve eylem birliğinin ne boyutta olduğunu gösteren en önemli gösterge yakın tarihimizde yaşadığımız gezi eylemleri bu konuda röntgendir.
Hayat insanların sürekli şahsi çıkar adına rol yaptıklarını öğretti.
İçinde susmak, ağlamak, konuşmak, yalvarmak, gülmek ne varsa hepsi aslında bir maskeydi..
Sorun çoğu insanın bunu fark etmeden ölene kadar yapmış olmasıdır.
Çünkü maskeli rolü bu hayatın bir gereği gibi öğreten eğitim ve öğretim sistemi, din, sermaye ve siyaset localarında bilinçaltı tahrip edilmiş insanlar sebebiyle bu sonuçla karşı karşıya kalırız.
Teknoloji, görsel, yazılı ve sosyal ağ ile fitne ve fesat üretimi sağlıksız ve gereksiz bilgiler ile toplumun bilinçaltını tahrip ederek rol çoğaltan bölünme ve parçalanma ideolojileri aşısı insanlara bu yolla yapıldı.
Türk efsanelerine baktığımızda Orta Doğu ve Orta Asya’da bilinçaltı tahrip edilerek köleleştirilmek istenen insanların önce kafaları tıraş edilir, üzerine ıslak deve derisi sarılır ve güneşin önünde kurutularak deri kurudukça bilinçaltı çektiği acı ile tahrip olur ve köle olurdu. Bu tür kölelere mankurt denirdi.
Günümüz insanını da teknoloji, yazılı, görsel medya terörü bunların arkasındaki kötü niyetlerin çıkarına hizmet adına bağımlı ve köleleştiren, mankurtlaştıran düzenek görevi yapmaktadırlar.
Hepimiz buna bugün kaçınılmaz hizmet ediyoruz.
Bir başka mankurtlaştırma yöntemi vakıf, dermek, loca, üniversite, siyasal parti ideolojileri, sermaye locaları, cemaatler siyaset adına, din adına, sermaye adına faaliyetlerle insanı bağımlı köleleştirme ağlarıdır.
Toplum olarak bunun farkına vardığımızda bu beladan kurtulacağız.
Vakıf, dermek, loca, cemaat ve siyasi ideolojiler insana kişilik kazandırmaz. İnsanımız ne yazık ki bu ağlarda kendini helak ederek kişilik kazandığını zannetmektedir.
Makam, şan, şöhret, para ve maddiyatla ruhu ölen insan, bir savaşta ölen insandan daha çoktur. Hatta çok daha kötüsü tüm savaşların sebebi ruhunu öldürten insanlardır.
Önder Karaçay
Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. “Uyuyan toplumlar ya ölür ya da köle olarak uyanır.” // Mustafa Kemal Atatürk

    YanıtlaSil