29 Eylül 2016 Perşembe

Hücreler // Önder Karaçay


Tıka basa sevmiş olmalıyım ki;
Yüreğimden dökülenler ele veriyor beni,
Tıkılmışım hücreme ! aşkımız enkaz altında,
Dudaklarımdan ve gözyaşlarımdan döküyorum seni!

Güzelliğinden soyunan ağaçların mevsimi geldi,
Soğukta yaşayacaklar kendi yalnızlıklarını,
Yalnızlıklarını yalnız kendileri bilecek,
Dokunma duygusundan yoksun insanlar yine görmeyecekler seni!

Ben hep senin gözlerinle uyanırım güne,
Saçlarınla dolanırım rüzgara,
Kıvrım kıvrım sözcükleri,
Sokarım duyguyla en kuytu yerlerine!

Bakışları donmuş bir vitrin müdavini,
Kapalı hücrelerinin kapıları, dünya dışarı,
Daldan dala tırmanan bir ateş gibi,
Yakıp kül düşüşü dağılırım!

Yürekli bir ateşin karşısında,
Yele tutulan kül bozgunda!

Ölümden önceki yüzlerine bakıyorum insanların,
Yüreklerine kavgayı çizdiklerini görünce,
Hücrelerini kapattıklarını düşünüyorum,
Bir tek pencereleri kalmış gözlerinde!

Mavi bir göğe hasret,
Umut topluyorlar yeniden canlanacak hücrelerine,
Darmadağın edilmiş düzenin hücrelerinde!

Kalabalık omuzlar arasında,
Çizdiğim yolu geri dönüp bulamıyorum!
 
Önder Karaçay

1 yorum:

  1. Mavi bir göğe hasret,
    Umut topluyorlar yeniden canlanacak hücrelerine,
    Darmadağın edilmiş düzenin hücrelerinde!

    YanıtlaSil