17 Haziran 2018 Pazar

Babafingo - Önder Karaçay


Babafingo 


Gemi hepimizin
Kaptanlığı ne derece olduğu bilinmeyen
Birine teslim edileli 
Kifayetsiz bir sağduyu sürüklüyor bizi

İpliği ta baştan pazara çıkmış 
Geminin güvertesinde 
Babafingo gibi duruyor 

Rotası yıkım çiziyor 
Kerameti kendinden menkul meşuma  
Yol açılalı

Palazlandılar ve bodoslama denize dalar gibi daldılar 
Şimdi gücü yeten gücü yeteni boğma derdinde 

Niyetlerine hizmet aybocu çalıştırıyorlardı 
Gemiyi alabora ederek kendilerini kurtaracaklardı 

Niyetine hizmet etmeyeni abramak için 
Rıhtımda babaya bağlayarak halatla kelepçe takıyordu 

Halatların badarnası eksikti 
İpler koptu kopacaktı 

Geminin sivri ucu bukalemun diliyle çalım peşindeydi 
Oysa gemi ilk yapıldığında su almaması için 
Dabılbatım ile sağlam bir zeminle kaplanmıştı 

Bir türlü istediği gibi gemi su almıyordu,
Yeni eklenen dümenlerle gemide dümen boldu, 
Ne tarafa sürsen gidiyor sanılıyordu

Dümenci pusulasını düşürmüş 
Filikasız savaşa gidiyordu

Dünyanın dörtte üçü suydu
İnsanın üçte ikisi
Gemiye su aldıranlar çamura yatıyordu 

Karinası delinmiş geminin su aldığını
Babafingo ve su almasına karşı çıkanlar biliyordu
Babafingo bunun ortaya çıkmasını istemiyordu

Babafingo kaptan 
Lava ederek geri adım atmak bilmiyordu 
Gemiyse tornistan yapıyordu 

Yalpalama artmış,
Batış hızlanmış, yelkenler fora ediliyordu 

Zırhlı güverte saray gibi korunuyordu 
Alabora sonrası güverte 
Geminin suyla buluşacağı son yerdi 

Önder Karaçay 

Babafingo: Yelkenli gemilerde direklerin ve gabyanın üstünde bulunan en yüksek bölüm.
Aybocu: Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.
Badarna: Gemicilikte halatların aşınan yerlerine sarılan bez veya muşamba. 
Dabılbatım: Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama
Karina etmek: Gemiyi karinası ortaya çıkacak biçimde bir yanı üzerine yatırmak.
Lava etmek: Filikayı ilerletmek
Meşum: Dolap çeviren uğursuz kişi
Fora etmek: Yelkeni açmak
Tornistan: Gemilerde pervaneyi ters yönde çevirmek, yerinde saymak
Abramak: Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek



14 Haziran 2018 Perşembe

Tapulu Duygular - Önder Karaçay


Tapulu Duygular


Mutluluk
Bir damla suyun 
Suya düştükten sonra
Sıçrayışı kadardır 

Acı tapulu bir duygudur
Yerleşik hayatı sever

Biz işgale uğratırız acıya yüreğimizi
Kendimiz yerine hep acıyı suçlarız 

Mutluluk anlık bir histir
Acıya ise bürünürüz 

Kabukta erir, 
Çabuk buharlaşır mutluluk
Derine iner 
Dipte kalır acılar 

Önder Karaçay 


1 Haziran 2018 Cuma

Çizgi - Önder Karaçay


Çizgi - Önder Karaçay 

Hayatta kimi insan çizgisini kaybeder, 
Kimi de çizgiyi hatırlatır. 

Çizilen her çizgi bir iz bırakır; 

Bazen önemli şeylerin altını çizersiniz,
O çizgi hiç silinmez. 

Bazen önemsiz şeylerin üzerini çizersiniz,
Çizgiyi orada kesersiniz.

Her çizgi amacına ulaşamayabilir, 
Çizgiyi çizenin sağlam olmasına bağlıdır,
Dayanıklı çizgileri, dayanıklı ruhlar çizer. 

Önder Karaçay 

5 Mayıs 2018 Cumartesi

Yaldızlı Yalnızlıklar Önder Karaçay


Yaldızlı Yalnızlıklar Önder Karaçay 

Yaşam içgüdüsü
‘Ben’in içine sıkıştığından
Engellidir dış dünyaya yönelim

Libido dış dünyadan egoya geri çekilince
Sahte ‘ben’in, gerçek ‘ben’ ile savaşını
Yalnızlık kazanır

Kent yaşamı kopardı insanı
Aile bağları ve toplum normlarından

Diğer taraftan  
Seyircisiz yaşayamama acısı içinde insan
Kıvranırken kalabalıklar içinde yalnızlaştı

Yalnızlığı yaldızlayan, 
Narsisizmdi!...

Kendi içine kilitlenmiş insanlar 
Açılmayı bekliyorlar

Rakipsizlik sanısı
Sisler arasında görüntü arama çabası

Kişilikler sıkılaştıkça
Paradokslar çoğalıyor

Kendisiyle başlayıp 
Dünyalarını kendileriyle tamamlayanlar
Yalnızlığın çözümü olmadığına inananlardı

Bu köksüzlükle
İnsanın yüz yüze gelmesine engel olan
Teknoloji ve bağımlılığı yalnızlığı tetikledi

İnsan ilişkileri karşılıklı çabalarla beslenirdi
Çok yerinden kilitlenen insan
Yaldızlı yalnızlıkları ile baş başa kaldı  

Kronik bir karamsarlıktır yalnızlık
Yüz yüze gelememe korkusunun sığınağı

Önder Karaçay 





26 Nisan 2018 Perşembe

Özgürlüğün Türküsü Önder Karaçay


Özgürlüğün Türküsü Önder Karaçay 

Hınca hınç dolu meydanlara 
Yazamadığım özgürlüğü
Kuşların kanadına yazacağım
Belki o kalabalığın içinden  
Biri başını kaldırıp özgürlüğü görür  

Bulaşıcı tek hastalığın
Özgürlük olmasını isterdim
Yeryüzüne ışık taşırdık o zaman, gökyüzünden 
Daha karanlığı aydınlatacağız 

Cehaletin bilincine varılmadan
Aydınlığa kavuşulmuyor ki!
Haklı olmak güçlü olmaya yetmiyor
Güçlü olmak haklı olmaya yetiyor

Hey! Özgür olmadığından haberdar olmayanlar
Özünden kopmadan 
Kendine gelmen gerekiyor

Özgürlük hiçbir dayatmaya boyun eğmeden
Geleceğe bırakılmış bir direniş türküsüdür
Sen yokken de yankılanır

Yürekten söze dökülmüş
Saza vurulmamış türkülerdir özgürlük
Ve hiç savrulmamış

Biliyor musun? 
Yürek meydanında özgür bir yüreğin bir yüreğe
Yaklaşıyor ve yakışıyor olması
Büyük bir özgürlüktür

Yaklaştın mı?
Hiç özgür bir yüreğe!
Farkına vardın mı?
Özgür olmadığının!

Unutma!
Ruhun oksijeni özgürlüktür


Önder Karaçay 








21 Nisan 2018 Cumartesi

Tele Bombardıman Önder Karaçay


Tele Bombardıman Önder Karaçay 

Kendi mücadelemi bir direnişe çevirdim...

İç ve dış düşmanın;

Yazılı ve görsel medyasından uzak duruyorum medya teröründen korunmak için,

Bankalarına uğramıyor, kredi kartı kullanmıyor, borç almayarak ve alış veriş merkezlerine gitmeyerek cebimi ve tasarruflarımı koruyorum,

Teknoloji terörüne esir düşmemeye direnerek bilinçaltımı koruyorum,

Ambalajlı gıda tüketmemeye gayret ederek ambalajlı gıda terörüne direniyorum,

İktisadi işgalde payım olmasın diye kişisel bir mücadeleyle direnç ortaya koyuyorum.

Bunu toplumsal bir reflekse taşımadığımız için bu işgalin gerçekleştiğine inananlardanım. 


Tele Bombardıman & Önder Karaçay 
Kaosun kenarı denge noktasıydı
Bizi bu kenara zemine oturmamış kargaşa sürüklemişti
Ahlaksız bir disiplin
Tavandaki gevşek genişliğin
Tabana inmesine engel oluyordu
İnsan beyni ile yarışmaya kalkabilecek kadar
Hatta bilinçaltı işgalini gerçekleştirecek
Teknolojilerde üretilmişti
İnsanı üretilen iptila esir almıştı
Dünyadan saklanmayı
Uyaran açlığını gidermek için
Kullanılan araçlar karmaşanın ta kendisiydi
Reyting ve sansasyon
Narsisizmi yaygınlaştırıyordu
Tele etkileme
Katartik bir etkiyle
Duygu boşalımı gerçekleştiriyordu
İnsanı koflaştıran tele görüntüler değil
Bu yaşanan koflaşmanın bir sonucuydu
Kitlelerin enerjisi emilerek alınıyordu
Sessiz kitlelerin üzerine imge, ses, ışık dalgalarıyla
Niyet bombardımanı yapılıyordu
Varoluş vakumunu bilgiyle doldurmamış toplumlar
Bir türlü doyurulamayan enformasyon açlığının
İçine çekiliyordu
Gündem gündeme bomba gibi düşen
Niyetlerle şekilleniyordu
Her ayrı bombardımanın etkisiyle
Kaosun kenarından aşağıya düşmeden
Yola devam edilebileceğine
İnananlar çoğaltılıyordu
Kozmik dans bu kadar çıplak yaşanmasına rağmen
Yaşananları çoğu bilerek ve isteyerek ıskalıyordu
Geleceğimizi çaldırdığımız
Bu dansa bizi kim kaldırdı?
Hafif sayılamayacak bir bedel ödedikten sonra
Dansı bırakmak zorunda kaldığımızda
Bitmiş olduğumuzu anlayabileceğiz
İktisadi işgal devam ederken
Tele bombardıman şiddetini artırıyordu

30 Mart 2018 Cuma

Tiyatro & Önder Karaçay














Tiyatro & Önder Karaçay


Tiyatro oynuyorlar sözünü
Duymayan yoktur elbette
Hayatın bir tiyatro olduğunu
Bilmeyen vardır elbette

Haldun Taner yok
Levent Kırca nöbette
Boşuna mı diyordu
Olacak o kadar elbette

Tiyatro yüreğe düşen ateştir
Ayak basılan her yer tiyatroya mekandır
Bulabilirseniz tiyatro yapmaya bir yer
Ortam rutubettir elbette

Mizahı sevenleri, mizah sever
Sanata hizmet edenleri bu yürek över
Sahnede DAYAK varsa sahiden mi döver
Seyreden onu öyle anlar elbette

Mizah insan, insan mizah demek
Siz de biliyorsunuz tiyatro çok büyük emek
İstiyorlar ki devlet olmasın sanata destek
Aydınlığa köstek olmak böyle başladı elbette

Maymunlar ve bazı diğer hayvanlar
İnsanlara örnek gösteriliyor
Tiyatro için değil, rol çalmak adına
Birkaç şebek vardır elbette

Aydın bir beyinde çiçekler açar
Karanlık aydınlıktan neden kaçar
Karanlık aydınlığın içine gömüldüğünde
Yerinde çiçekler yeniden açacaktır elbette

Halkın seçtikleri halkın tiyatrosunu istemez
Halk seçtiklerinin kendilerini istemediğini bilmez
Bu neden böyledir diye de hiç biri sormaz
Bir menfaati olan çıkar elbette

Önder Karaçay

24 Mart 2018 Cumartesi

Sözlerim İnsanadır & Önder Karaçay


Sözlerim İnsanadır & Önder Karaçay 

Kendisine verdiği sözü tutamayanlar
Başkalarına söz vermemeli

Vicdanlı olmak, hesaplı olmaktan iyidir
Hesaplar maddi anlamda sonuçlar verebilir
İnsanı insan yapan güzel ahlaktır

Işık tutana sırtını dönersen 
Kendi karanlığının içinde kalırsın

İnsanı insandan ayırır 
İnsana insan gibi davranmazsan 
Bu karanlığın içinde sönersin 

"İnsan insanı aldatmamalı ve ağlatmamalı
Aldatırsa onura, ağlatırsa yüreğe dokunur"

İnsanlar arası eşitliği adalet sağlar
Namussuzun, yalancının, ahlaksızın, hainin 
İhanetine uğrayanlar ağlar
Buna göz yuman, yanlışı kollama zihniyeti 
Adaleti nasıl anlar?

Hayata bıraktığın izleri sadece sen göremezsin
Yolculuğun bir boşluktan, başka bir boşluğa düşmektir
Son boşluğu doldurduğunda 
Yeniden sıçrama şansın bitmiştir
İyi ya da kötü silinmeyen izlerin ile 
Geride kalanları üzersin

Vefa bilmez, merhameti menfaate satarsan
Diğer insanların gözünde bir şeytana dönersin
'Şeytan kılık değiştirmiş insandır'
Peşine düştüğün sahtekârlığın içinde 
Bilerek ve isteyerek kaybettiğin özünü ararsın 

Ne kadar güzel sözler söylense de
İyi davranışlar kadar tesiri yoktur
Dünya iyi söz söyleyip söylediği gibi davranmayan
Sözünün arkasında durmayan insanlarla doludur

Önder Karaçay 





Yüreğimin ENDERİN Yeri & Önder Karaçay


Yüreğimin ENDERİN Yeri & Önder Karaçay 

Yeri dolmuyor
Gelmemek üzere gidenlerin

Biz hep iki kardeştik;
Babamla amcam/
Benimle kardeşim/
Seninle kardeşin/
Kızlarım, yeğenlerim/
İki kardeştik…/

İnsan ağlayabildiğine kardeştir

Kuralı sen bozdun Ender'im
Kardeşini tek bıraktın
Dokuz kardeş kaldık
Seninle on kardeştik

Sensiz emanetinle birlikte
Yedi erkek üç bacı kaldık

Yarım bıraktın bizi
Yarıda bıraktın

Üzerine toprak attığıma bakma
Seni yüreğimin ENDERİN yerine gömdüm

‘Yüreğin yetmedi mi yaşamaya
Ben yüreğimi verirdim sana’ 
Ağıt yaktı annen peşinden

Bize emanetinin  
Acısının sedası arşa çıktı
Gözü yaşlı kalan eşinden

Ölümün yaşı olmadığını
Öğrettin bize

İki evladı olan bir babanın 
Çocukları sağ ve sol koludur
Sen babanın hangi koluydun 
Babanı tek kollu bıraktın

Ne koyacağız şimdi senin boşluğunun yerine
Dolmuyor yerin

Boşluğuna rağmen
Sensiz sanki dünyaya sığmıyoruz 

‘Benimle yaşamak çok güzel diyordun’
Giderken neydi acelen 
Sana doyamayanlar kaldı yerinde
Nerdesin?

Ne kadar hızla geçtin bizi
Adın gömülü yüreğimizin ENDERİN yerinde

Önder Karaçay 

*20 Şubat 2018 tarihinde adını daha doğmadan önce bizim koyduğumuz amcamın oğlu Ender Karaçay'ı ani kalp krizi sonucu kaybettik. Henüz daha 38 yaşındaydı. Geride iki yıl önce evlendiği eşi, annesi, babası ve kardeşi ile bizler acı içinde kaldık. Bu acıyı içimde yaşadığım gibi tarif etmeye çalıştım. 

17 Mart 2018 Cumartesi

Çanakkale Sensin & Önder Karaçay


Çanakkale Sensin & Önder Karaçay 

Toprağına bir ağaç gibi kök salmalısın
Kök salmaz isen kendi kökünü kurutursun
Bak ağaçların meyvelerine, yapraklarına 
Serpilmişsin aslında sen büyüyorsun 

Bir dünya düşün, herkes düşünsün
Geleceğe bırakabileceğin bir dünyasın
Bırak bir dünya bırakamayanlar düşünsün
Atatürk'ün mirasını geleceğe taşıyacak düşüsün 

Ataların emaneti teslim edip göçtüler
Sonsuzluğun yolculuk sırası sende
Senin düşünde çocuklarında olmalı yanında
Bilinçaltına emanetin resmini çizmelisin

Bir dünya düşün, herkes düşünsün
Geleceğe bırakabileceğin bir dünyasın
Bırak bir dünya bırakamayanlar düşünsün
Atatürk'ün mirasını geleceğe taşıyacak düşüsün 

Hayat tutamağına ellerimiz yapışmalı
Dünyamıza, geleceğe ve özümüze
Yapışmalı hayatın tadı damağımıza
Çanakkale ruhunun bayrağını biri almalı 

Bir dünya düşün, herkes düşünsün
Geleceğe bırakabileceğin bir dünyasın
Bırak bir dünya bırakamayanlar düşünsün
Atatürk'ün mirasını geleceğe taşıyacak düşüsün

Önder Karaçay 

9 Mart 2018 Cuma

Gerçek Pazarı & Önder Karaçay


Gerçek Pazarı & Önder Karaçay 

Sağ elin verdiğini sol el hiç görmezdi
Günümüzde veren kalmadı
Verse de verdiği iki eli de gösterir oldu

Günlük hayat veresiye ile dönerdi
Borçlu değil alacaklı olan utanırdı

Ne zenginde gurur
Ne fakirde minnet 
Herkeste bir zarafet vardı

Veresiye defterini zengin biri kapatırdı
Zengin kimin borcunu ödediğini 
Borçlu borcun nasıl ve kim tarafından 
Ödendiğini bilmezdi

Borç kimin? 
Alacak kimin? 
Bunu bir tek veresiye defteri bilirdi

Gerçek pazarında alan değil
Veren kazanırdı

Ne istediğini alamayan vardı 
Ne de siftah yapmayan esnaf kalırdı

Cahiliye devrinde köle pazarları kurulurdu
Şimdi köle edilmişlere ve köle edileceklere 
Pazarlar kuruluyor.

Yoktu gerçek pazarında komisyon
Eskiden üreten ve son tüketen 
Bu yolla soyulmuyordu

Hepsini benden al dayatması yoktu
Her esnaftan bir ihtiyaç karşılanırdı

 Almaya ihtiyacı olanlardan 
Almaya doymuyor
Vermeye imkanı olanlar
Ve işlerine gelmediği için
İçlerinde duyan olmuyor

Önder Karaçay 

İstanbul'u Öldürdüler Gözlerimizin Önünde & Önder Karaçay


İstanbul'u Öldürdüler Gözlerimizin Önünde & Önder Karaçay

İki yakası bir türlü bir araya gelmedi
Gelmesi için de dört yerinden iliklendi 
Kendi talanını üzerinden silkeleyemedi
İstanbul’u öldürdüler gözlerimizin önünde

Artık her plazası bir mezar taşıdır 
İçinde ölülerin ve ruhsuzların yaşadığı
Ağır ağır gömüldü beton çıbanların içine
İstanbul’u öldürdüler gözlerimizin önünde

Mekânın cennet olsun demek isterdim
Mekânın cehenneme dönmüş İstanbul
Yeşilinden soyunduğun günden bugüne 
İstanbul’u öldürdüler siluetiyle içimizde  

Taşı toprağı altın bir şehir olarak bilinirdi
İşgale uğradı birilerinin cebine taşındı
Oysa uygarlıkların beşiği İstanbul’du adı
Bu yükü kaldıramayacak kadar aşındı

Önder Karaçay 


6 Mart 2018 Salı

Belirsizlik Hakim & Önder Karaçay


Belirsizlik Hakim & Önder Karaçay 

Adalet vicdandı
Vicdan hakkına hakim olmaktı

Adalet hakkımdı 
Hakim ise yoktu 
Hakkım için hakim neden yok diye sordum
Belirsizlik hakim dediler

Madem adalet, hak, hukuk yoktu
O zaman kendimi aklamak için
Kurdum sanal mahkeme

Hak yemeye alışmış şer güçler*
Karşıma çıkıp;
'Hakkını yemedik diyemediler!'

Önder Karaçay 

*12 Eylül 2012 tarihinde Akbank kendi 12 Eylülü'nü yaşatmak adına sebepsiz beni işten çıkardı. Bu manidar tarih özellikle seçilmişti. 12 Eylül 1980 de toplu, 12 Eylül 2012 de siz tek tek vurmaya başladık demek istiyorlardı. 
Mahkemelerde kumpas davaları vardı ve hakimler diğer davalara bakmaya yetmiyordu. 
Haklı olduğumu biliyordum. Sanal mahkeme kurdum kendimi yargılamak ve aklamak için. Çünkü sen ne yaptın da Akbank seni işten çıkardı sözünü çürütmem lazımdı... 
Çamur şimdi Akbank'ın üzerine yapışmış durumdadır... 
Gerçek mahkemeye bile kendilerini savunabilmek için çoğu duruşmaya avukat bile gönderemediler.
ilk davam bir yıl sonra başlayabildi ve % 100 haklı kazandım Akbank'ın sebepsiz işten çıkardığı onaylandı. Bu şu anlama geliyordu Akbank bir mobbing ve ayrımcılık uygulayan baskı ve şiddet uygulayan bankaydı...BU gerçek Yargıtay onayı ile tescillenmişti. 
Yıl 2018 oldu hala ikinci davamı kazandığım halde Yargıtay da bekliyor. Üçüncü davamı açtık ilk duruşması bile yapılmadı. 
Geç gelen adaletin adalet olmadığını da ispat edeceğim bu gidişle.. 


4 Mart 2018 Pazar

Öteleme & Önder Karaçay



Öteleme & Önder Karaçay 

Bizi durduran eşiğin
Kavşağındayız
Kendi zamanını arayan bakışın
Gölgesinde
Kıyının öteki tarafına geçmenin
Yeğinliğinden uzağız
Zamanın ürküntülerinden kaçmak ne mümkün,
Aidiyet sorgusunun karşısında yüzler bukalemun
Uzaklaştıkça bir kökene bağlanma arzusu
Yaşadığımız huzursuzluğun nedeni
Arayış yerine bağlanış çaresizliğine düşmektir
Yaşama gölge düşürenler sorgulanmadığı için
Sorumsuzca kendi karanlığını kendi üretir
Yakın geçmişte yüzünü aydınlığa dönen her bakış
Kabuk değiştirmeyi göze alabiliyordu
Şimdi bir yaşama sığmayan sözler
Kısaldıkça kısalıyor
İçimizde avazlanan bir ses,
Kurtların telaşı gibi
Başlama noktasını bulan
İlerleyebiliyor
Öteleme!
Önder KARAÇAY 


3 Mart 2018 Cumartesi

Toprağın İliğine Kan Akıyor & Önder Karaçay



Toprağın iliğine kan akıyor
Yüreğimize işleyen bir yağmur gibi
İnsanlık çürümüş bir zamandan bakıyor
Kendini arıyormuş gibi
Umutla umutsuzluk arasında
Kaygılı çocuklar büyüyor bu topraklarda
İnsanın her adım bastığı yerde
İçimizden dışımıza öfke akıyor
Düşman içimizde sinsice yaşıyor
Darmadağın olmuş düşlerimiz bile kalmadı
Bize bu acıyı yaşatanlar aldılar ahı
Ecel hayatın baharında gençlerimizi yakaladı
Şehitlerimizi de sömürmek iç düşmana kaldı
Bir ırmak kıpkırmızı akıyor bedenlerden
Kan kendi yatağını terk etmiş toprağın iliğine akıyor
Kardeşi kardeşe düşman edenler durmuyor
Düşman dost gibi sızmış içimizde yaşıyor
Toplumu aydınlatması gerekenler kararttı ufku
Bu zalimlik yeni yeni herkesi bunaltıyor
Analar, babalar evladının üzerine toprak atıyor
Hainlerin toprakları ise düşmana petrol fışkırtıyor
Toprağın iliğine kan akarken
Askerimiz ayıranlara, bölenlere teslim ölüyor
Kardeş topraklarda toprağın iliğine kan akıyor,
Bunu fırsat bilenler merhameti menfaate satıyor
Kan toprağa, petrol birilerinin cebine damlıyor
Ne haindir ki bu petrol bizim sınırlarımızı çizip
Dışarıda hakkı olmayanın çıkarına akıyor
Kan toprağa, petrol çıkara oluk oluk akıyor

2 Mart 2018 Cuma

Kafes & Önder Karaçay



Kafes & Önder Karaçay

Gökyüzüne yakıştığı için
Tanrı kuşları yarattı
İnsan kuşları sevdiği için mi?
Kafesler üretti!

Özgürlük satılmıyorsa
Ruhunu satmayanları, satanlar nasıl esir aldı?

Kendimizin çitlerini kendimiz ördük
Dönüp kendimize baktığımızda tutsak olduğumuzu gördük

Zincire vurulma
Sonra zincirini kırsan bile
Halkaları kalır boynunda!

Aşırı özgürlük sanrısı
Hayatın köleliğe dönüşmüş ağrısı

Özgürlüğün düşmanı
Tutsak oluşundan habersiz 
Halinden memnun olmaktır 

Kafese tıkılan kuşlar
Özgürlük türküsü söylese de
Tutsaktır

Kafese tıkılan kuşların kanadı kırıktır
Serbest kaldığında da uçmayı unutur!


Önder Karaçay 






1 Mart 2018 Perşembe

Güvenmek ve Gücenmek & Önder Karaçay


Güvenmek ve Gücenmek & Önder Karaçay 

Zaman geri alınabilse
Bakmayacağımız ne çok yüz
Anmayacağımız ne çok isim
Ve bir daha asla inanmayacağımız 
Ne çok yalan var

Geriye gidemeyeceğimize,
Ve zamanı geri alamayacağımıza göre
Gelecekte dikkat etmemiz gereken
Önümüzde ne çok çukur var

Biliyoruz ki o yüzsüzler
İsmini anmadıklarımız 
Yalanlarıyla başka kılıklarda
Yine karşımıza çıkacaklar

Geçmiş ve geleceğin arasında
Kalmamanın tek bir yolu var;
“Her insana güvenen insana güvenirsen
Güvenini boşa çıkarır, sonra gücenirsin
Unutma güven tek kullanımlıktır
Güvenebileceğin tek kişi sensin!.."

Önder Karaçay 


18 Şubat 2018 Pazar

Kumandalı Kumandan & Önder Karaçay


Kumandalı Kumandan & Önder Karaçay 

Unvan ve sıfatsız ismi anlamsızdı
Kumandalı bir unvanı kendisi seçmişti 
Gerçi o kendini başkumandan görüyordu
Nereden tutsanız oradan kopuyordu

Her gün düğmesine kim basıyorsa
Ona göre tavır takınıyordu

Kendisinin gitmesinde başka ne giderse gitsin
Tek derdi kendisiydi ve 
Kendini korumaya kumandandı

Koltuk çıkmak isteseniz bile olmuyordu
Onu kayıramazsınız 
O kendini kayırmanın bir yolunu bulurdu

Kumandanın hangi tuşuna bassanız
Kendisi çıkıyor karşınıza
Dün söylediğinin tersini söylüyordu

Elinizde tuttuğunuz kumanda kadar
Tutarlı değildi kumandalı kumandan

Vazgeçilmez görüyordu kendini
Oysa vazgeçecek kadar bile sevilmiyordu

"İnsan ulaşamadığı her şeyin peşinde koştuktan sonra
O hedefe ulaştığında genelde peşinde koştuğunun nankörü olur."

Yaşlılığında geçmişin iyi hatıralarıyla dolu
Bir hayatı asla olmayacaktı

Her söylediği fuzuliydi
Bir insanın her konuyu bilmesi gerekmediği halde
O tepeye çıkmışlığın şımarıklığı ile her şeyi bildiğini sanırdı

Kumandalı kumandan
Gördüğüm tek kördüğümdü!


Önder Karaçay 

17 Şubat 2018 Cumartesi

Mah/Şer Denizi & Sır / Önder Karaçay


 



"Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabım çıktığı 21 Aralık 2015 tarihinde en uzun gecede gemi sırrıyla indi mahşer denizine. 13 Ocak - 19 Ocak 2016 tarihleri arasında mahşer tufanı koptu. 21 Ocak 2016 tarihinde mazlumların zalimlerden öc aldığı hesaplaşmanın günüydü ve çok çetin oldu. Hak ve yüce adalet ibret olsun diye zalimi en başından hayattan aldı. Geriye kalan tüm zalimler ibretlik olmanın ne olduğunu yaşasınlar diye CANLI HELAK oldular. Akbank'ın sahiplerinden ve Sabancılardan biri öldüğünde 'Hakkımı helal etmiyorum ve bu cenaze kaldırılamaz' diye yazacağım, yarısına kadar sıyırdığım bu maskenin geriye kalanı da o gün düşmüş olacak."



15 Şubat 2018 Perşembe

Dayatma Ahlaksızlığın Kareköküdür / Önder Karaçay


Dayatılanın çirkinliği yanında
İnsanı yoran maruz kaldığımız eziyetin
Çekilmezliği arasında gidip gelmektir

Hayatın kabullenilemez koşulu
Dayatmadır
Alıştırmışlardı insanları;
“Ne gelirse gelsin başına
Değirmende benzer sabır taşına
Acı gider bal karışır aşına”
Şair demişti zaten
‘Acıyı bal eyledik’
Acı çekmeyeceğiz diye
Çektiğimiz acının farkında olsaydık
Dayatmaya bu kadar maruz kalmazdık
Doğduğumuz gün başlar dayatma
Kabul edip etmediğimizi bilmediğimiz
Bir isim ve dinle başlarız hayata
Neyse ki o isme anlamını
Zamanla kendimiz veririz
Telafisi bir nebze hafifletir acımızı
Okulda yeteneğimize göre değil de
Kimin neye göre hazırladığı bilinmeyen
Müfredat dayatmasıyla karşılaşırız
Ya töre dayatmalarına ne dersiniz
Nikâh beşikte kertilirdi
Kiminle evleneceğini bilerek büyürdü çocuklar
Sevmek, aşk nedir bilmeden
Dayatmaya kurban giderlerdi
Sevgisizliğin dayatıldığı dünyaya
Sevgiye muhtaç tüm insanlığın başkaldırması gerekirken
Bireysel mücadelenin gücü ölçüsünde kalırdı çabalar
Şimdi beşik kertmesinin yerini
Fetva dayatmalarıyla çocuk yaşta evlilikler aldı
Ya bizi temsile taşıdıklarımızın
Sizin adınıza, ben ne dersem o olur
Dayatma yasalarına ne demek lazım?
Özgür benliğimiz içinde ne hayallerimiz vardı oysa
İdeallerimizden taviz vermemek adınaydı mücadelemiz
Engellere rağmen onca emek vererek
Tırnaklarımızla geldiğimiz yerden
Dayatmayla uzaklaştırılmaya maruz kaldığımız andı
‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek’
Zihniyetidir dayatma!
Kapital emek çelişkisinde
Dayatmayı anlatmaya dilim varmak bile istemiyor
CRM adıyla müşteriyi yönetme sistemi kurmuşlar
Müşterinin neye ihtiyacı olup olmadığını belirleyip
Çalışanlara baskı ve şiddet uygulayarak satacaksınız diye
Bu hadsizliğe tek bir isim koyulabilir
Ahlaksızlığın kareköküdür dayatma