30 Eylül 2016 Cuma

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Kuşak Çatışmaları // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Kuşak Çatışmaları // Önder Karaçay: Her devrin kuşağı bir sonraki ve önceki kuşağa aykırı gelir, Parlak anı ve tecrübeleri dünyayı kendi zamanlarında döndürür. Dayatılan k...

Kuşak Çatışmaları // Önder Karaçay


Her devrin kuşağı bir sonraki ve önceki kuşağa aykırı gelir,
Parlak anı ve tecrübeleri dünyayı kendi zamanlarında döndürür.

Dayatılan kuralları sarsmak isterken,
Kural dışı tutumları yargılananlar,
Zemberekle işleyen oyuncaklara benzer.

Kaçınılmaz değişimler ve çatışmalar!
Çağlara sığmaz sürer!

Dünya ileriye taşınan iyilik kılıflı,
Bir kötülük gibi ilerler.

Eylemsizlik yasası her çağda tedirginlik yaşadığını doğrular,
Yeni kuşaklar eskiyi yok saymadan değişimden yana olursa,
Sağlıklı geçişi başarabilirler.

Maddi güçlerine güvenerek saldırganlaşan devletler,
Barış ve demokrasinin insana ulaşması yerine,
Savaş, kan, ölüm, yoksulluk tetikler,
Kana, kine ve savaşa hizmet eden gelişmeleri besler.

Atatürk gibi aydınlanmanın ufukta çakan şimşeği,
Sonsuza kadar insanlığa umut olmaya devam eder,
Yeri dolmayan, fikrinin karşısına fikir çıkmayan lider!

Kekremsi bir tadın serzenişi işte!

Sömürülmemek için sömüren mi olmak gerekiyor?
Bu ilerleme nasıl bir ilerleme,
Soruyorum lafı bol çokbilmişlere!

Hezeyan niyetli her yürekte ne çarpıyor?
Çağa sığmayan atamın fikri rakipsiz nöbette!

Haddini aşan tepişmelerin sesi geliyor,
Tarihin sayfaları yer verir öncekilere ve sonrakilere,
Kimin kalıcı olduğunu da tarih belirler.

Her ilerlemenin karşısına bir gerileme dikilir,
Topal ördek gibi dövünmeyi ve övünmeyi bilir.
 
Önder Karaçay

29 Eylül 2016 Perşembe

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Hücreler // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Hücreler // Önder Karaçay: Tıka basa sevmiş olmalıyım ki; Yüreğimden dökülenler ele veriyor beni, Tıkılmışım hücreme ! aşkımız enkaz altında, Dudaklarımdan ve göz...

Hücreler // Önder Karaçay


Tıka basa sevmiş olmalıyım ki;
Yüreğimden dökülenler ele veriyor beni,
Tıkılmışım hücreme ! aşkımız enkaz altında,
Dudaklarımdan ve gözyaşlarımdan döküyorum seni!

Güzelliğinden soyunan ağaçların mevsimi geldi,
Soğukta yaşayacaklar kendi yalnızlıklarını,
Yalnızlıklarını yalnız kendileri bilecek,
Dokunma duygusundan yoksun insanlar yine görmeyecekler seni!

Ben hep senin gözlerinle uyanırım güne,
Saçlarınla dolanırım rüzgara,
Kıvrım kıvrım sözcükleri,
Sokarım duyguyla en kuytu yerlerine!

Bakışları donmuş bir vitrin müdavini,
Kapalı hücrelerinin kapıları, dünya dışarı,
Daldan dala tırmanan bir ateş gibi,
Yakıp kül düşüşü dağılırım!

Yürekli bir ateşin karşısında,
Yele tutulan kül bozgunda!

Ölümden önceki yüzlerine bakıyorum insanların,
Yüreklerine kavgayı çizdiklerini görünce,
Hücrelerini kapattıklarını düşünüyorum,
Bir tek pencereleri kalmış gözlerinde!

Mavi bir göğe hasret,
Umut topluyorlar yeniden canlanacak hücrelerine,
Darmadağın edilmiş düzenin hücrelerinde!

Kalabalık omuzlar arasında,
Çizdiğim yolu geri dönüp bulamıyorum!
 
Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Korkusuz Şairler // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Korkusuz Şairler // Önder Karaçay: Korku bilmez şairler, Mirasları da korkusuzdur, Dizelerinde, sözlerinde direnişi aşılarlar. Korku hesaplı bir seçim olduğu için, Şairle...

Korkusuz Şairler // Önder Karaçay


Korku bilmez şairler,
Mirasları da korkusuzdur,
Dizelerinde, sözlerinde direnişi aşılarlar.

Korku hesaplı bir seçim olduğu için,
Şairlere göre korku kaypaklıktır!
Cesaret yüzleşerek ve hesaba durmadan yaşamaktır.

Cesaret neden yaşadığını bilmenin bilincidir.

Varlığı bilmenin,
Yaşamaktan, sorgulamaktan,
Üretmekten, kendinden, geçmişten, gelecekten,
Gerçeklerden kaçmamak korkmamanın bilincidir.

Gönlü geniştir şairlerin,
Okyanuslar çağırır, uzaklıklar çağırır,
Yaşanmışlıklar, yaşanacaklar çağırır,
Kendini çiğneyerek gider ve bağrına basar,
Şairlerin yüreğinde acılar yaşar!

Arzuları köpürür bir dalga boyu,
Korkusuzdur şairler.

Yüreğini sıkı tutar şairler,
Bıraktıklarında akıllarının da peşinden gideceğini bilirler.

Korku karanlık tarafın yoludur,
Korku öfkeye, öfke nefrete, nefret acıya götürür,
Şairler dizelerinde korkuyu başlamadan bitirirler.
 
Önder Karaçay

28 Eylül 2016 Çarşamba

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Kontrast // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Kontrast // Önder Karaçay: Hayat mıknatıs gibi bir zıtlık! İnsan ve toplumlar geçmişte sorunsuz olmadı,  Gelecekte de olmayacak! Acı çekenler ve mutlu olanla...

Kontrast // Önder Karaçay

image

Hayat mıknatıs gibi bir zıtlık!
İnsan ve toplumlar geçmişte sorunsuz olmadı, 
Gelecekte de olmayacak!
Acı çekenler ve mutlu olanlar, 
Görece!
İyimserler mutlu aptallar, 
Kötümserler mutsuz aptallardır.
İnsan hayatında kontrast bitmeyecek! 
Doğanın diyalektiği bu!
Kendini yönlendirmek gittikçe çaresizleşecek, 
Topluma çağrılar daha da anlamsızlaşacak.
Renkler arasında koyuluk farkı belirginleşecek, 
Müzikte ani geçişli ters nüanslar esecek!
Labirent bir ruhun dengesiz turu, 
Dünyanın tersinde dönme adına, 
Dünya ile inatlaşacak!
Hayatın anlamını içinde barındıran, 
Naif denge! 
Bir bozulup, bir düzelecek.
Biçimler biçim değiştirecek, 
Aydınlık ile karanlık arasında kalan bölgenin, 
Gri tonları ve seviyeleri yer değiştirecek!
Düşük kontrast daha soft bir hava katacak, 
Sertlik hayatın renklerine karışacak!
İnsan baştan aşağı bir zıddiyete bürünecek, 
Mübayenet kendine tezatlık üretecek!
Pasif zıtlık dinamik kontrasta dönüştüğünde, 
Farkların arasındaki fark kapanacak!
Dünyada savaş hiç bitmeyecek, 
Savaşın tarafları kendini haklı görecek!
Hangi adalet? Kime göre adalet? 
Soruları cevapsız kalacak!
 
Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay: Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay    Kural, kaide, kanun, hukuk tanınmayan, Kimin çalıp, kimin oynadığı belli olmayan, Girip ç...

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay: Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay    Kural, kaide, kanun, hukuk tanınmayan, Kimin çalıp, kimin oynadığı belli olmayan, Girip ç...

Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay



Dingo'nun Ahırı // Önder Karaçay  
Kural, kaide, kanun, hukuk tanınmayan,
Kimin çalıp, kimin oynadığı belli olmayan,
Girip çıkanın belli olmadığı yerleri anlatan,
Tarihi yaşanmış gerçekliği olan deyim!

Dingo Rum asıllı bir İstanbullu,
Tembelliği, içmeyi, çalışmaya tercih edermiş,
Atlı tramvayların olduğu zamanda yaşamış.

Tramvaya koşulan atları beslerdi ahırında,
Ahırda da neredeyse hiç durmaz,
Bir meyhanede genelde sızarmış!

Tramvaya koşulacak dinlenmiş atlarla yorgunlar değiştirilir,
Dileyen ahıra dilediği gibi girer atı değiştirir ve çıkarmış.

Andın ne olduğunu bilmeyen bir müptezel,
Okulda andın okunması gerektiği bilmek yerine,
Kendisi Dingo’nun ahırına girer gibi davranıp,
Öğrencileri andımızı okudukları için,
Dingo’nun ahırımı burası diye suçlayınca,
Kendi dingoluğu gündeme oturdu.

Ülkemiz son yılları bir ahıra dönüştürüldüğü için,
Kanun, hukuk, kaide ve kural bir tarafa itilerek,
Kişiye göre ve duruma göre ülke yönetilir zihniyeti hakim olduğu için,
Haliyle ülkenin her tarafı ayrı bir Dingo’nun ahırı hikayesine döndü.

Yedirttikleri ülkeyi yedirtmeyiz salvoları,
Külhanbeyi naralarına dönüştü.

Kendi başına buyruk demokrat tipi,
Bilerek kanmaya ve kandırmaya doymayan,
Bir açgözlülük içinde suçunu örtmeye kalkmanın,
Sonucu bu ülke Dingo’nun ahırına döndü.

Nasıl olduğu, kim veya kimlerin yaptığı,
Neden yaptığı bir türlü anlaşılmayan,
Rezil bir darbe girişimi, tersten bir sivil darbe şamatası şimdi!

Allah’ın takdiri görmüştü bu girişimi daha ilk anında,
Kumpasla orduyu yağmalayan, askerlerin haşatını çıkaran ortak suçlu!

Mücadele yerine müzakere yaparak,
Azılı terör örgütlerinin ülkemizde fink atmalarının yolunu açanlar,
Bu suçun hesabını hukuk önünde vermekten kaçanlardır.

Dingo’nun soyu kesilmemiş olmalı,
Baksanıza teslim aldıkları gibi bir ülke yok ortada,
Biz bu işi yapamıyoruz, yüzümüze gözümüze bulaştırdık diyen,
Ve halk adına dedirtecek bir hukuk düzeni,
Halkı uyandıracak bir muhalefet kalmadığı için,
Deyim yerindeyse;
Yaşıyor içimizde Dingo’nun meşhur ahırı.
 
Önder Karaçay

27 Eylül 2016 Salı

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Yaşamak Direnmektir // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Yaşamak Direnmektir // Önder Karaçay: Yaşamın içinde dik duracak bir ortam kalmadığında, Dik durabilecek bir yer bulana kadar direnerek, Gaflete düşmüşlerin zikzakla...

Yaşamak Direnmektir // Önder Karaçay


ctogivpw8aeucr4

Yaşamın içinde dik duracak bir ortam kalmadığında,
Dik durabilecek bir yer bulana kadar direnerek,
Gaflete düşmüşlerin zikzaklarına kapılmak değildir yaşamak.
 
Çıkar çarkının paslı dişlerinde umar olmak için,
Kirlenmiş makamların rahatlığında,
Ekmeğinizi elinizden alanların yaslandığı yastık değildir yaşamak.
 
Kahpe vurgunların, kirlenmiş hesaplarının içinde,
Gaflet ve delalet içine düşmüşlerin haline direnmektir yaşamak.
 
Kiralık sinsilerin niyetlerini gerçekleştirmelerine izin vermemektir yaşamak.
 
Arsızım en iyi arsız taarruzuna maruz kalmamaktır yaşamak.
 
Adamlığın piyasasında; zavallıları, satılmışları,
İşbirlikçilerine ucuza pazarlamak değildir yaşamak.
 
İnsanlığın duvarına sıva bile olmayacakları,
En çarpık zeminlere döşemektir yaşamak.
 
Alçak pusulara rağmen,
Yolunda yürüyen, engellere takılmadan,
İlerlemek ve tırmanmaktır yaşamak.
 
Durmak değil, dik durarak direnmektir,
İhanetin sizin hızınıza yetişememesi hızında nefes almaktır yaşamak.
 
Yavaş ve sinsi niyetli beygirlerin kirli nallarını,
Yollarınıza bastırmamaktır yaşamak.
 
Aydınlığın meşalesini elinde tutarak,
Yüreğinizde yanlışa olan öfkeyi taşıyarak,
Asilliğin asaletiyle yürümektir,
Korkakların bile gölgenizden çekildiğini hissettirebilmektir yaşamak.
 
İnsanı insan yapan ahlakının yanında, insanın sarsılmayan iradesidir,
Ahlak dik durmanın omurgasıdır,
Her bedende dik duramayan çimentodur yaşamak.
 
Dik durabilmek insan olma seviyesini koruyabilmektir,
Çukura düşmüşlerin kahpeliği, dönekliği değildir yaşamak.
 
Gelecek; direncin ve asaletin kollarında yükselecek,
Haksızlığın, zulmün eline düşenleri unutmamaktır ve unutturmamaktır yaşamak.
 
Hayat tüm sorumluluğu ile yaşandığında sizindir,
Yaşam sizi köle etmeye kalkanlara karşı direnmektir,
Onurun bayrağını düşürmemektir yaşamak.
 
Yaşamak bize yüklenmiş bir emanet değilse,
Ya da dünyanın bu kısırdöngüsünde,
Bizi var olmaya zorlayan bir esaret mi?
Hayatın her günü debelenirken ömrümüzü tüketmeye mi uğraşırız?
Yoksa yaşama bir şey katmaya mı?
Çoğu zaman çırpınmıyor muyuz? Yaşamı sorgulayan sorulan içinde,
Yanıtı aranan ve bulunan yeni bir güne ulaşmaktır yaşamak.
 
İnsanlık niçin öldü diye isyan etmez miyiz?
Yerlerde sürünen adamlığı görünce üzülmez miyiz?
Yanıtı her gün yinelenen çıkmazı,
Daha da çıkmaza sokan çelişkiden kurtulmaktır yaşamak.
 
Bizi renkten renge sokan kelepçenin,
Konuşarak, susarak, yürüyerek, durarak,
Sırlarını çözmektir yaşamak.
 
Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın,
Diyerek başımızı kuma gömmek değildir yaşamak!
 
Zamanı geldiğinde öfkeye ve dilimize zincir vurmamaktır yaşamak,
Bütün haksızlıklara karşı direnmektir yaşamak.

Önder Karaçay 
 

20 Eylül 2016 Salı

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Acı Hep Geride Kalana // Bumerang // Önder Karaçay...

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Acı Hep Geride Kalana // Bumerang // Önder Karaçay...:   " Mutluluk sadece bitmemiş hikayelerin konusudur." // Önder Karaçay Hasretin, yarama düşmüş acı çektiriyor zamana, Dönse...

Acı Hep Geride Kalana // Bumerang // Önder Karaçay

aci-ile-ilgili-sozler

 "Mutluluk sadece bitmemiş hikayelerin konusudur." // Önder Karaçay
Hasretin, yarama düşmüş acı çektiriyor zamana,
Dönsen ne olur gafletten sonra, anılar hapsoldu dumana,
Güzelliğinin her karesinde sevda düşüyordu bana,
Gözlerden dökülen hüzün kederi gibi gitmiştin yana yana!
Acı bir tat bırakıyordu narin özlemlerin,
Fermanına boyun eğmişçesine baş koymuş sevdaların,
Nereden bileceksin ki içimde kopan fırtınaları,
İnsafsızlığın son infazıydı hissettiklerim!
Bağrından vurulmuş ceylanlar gibi savrulduğumda,
İçimde alkış tutan çocuk yaşlanmıştı, çünkü şanssızdım,
Yelkeni parçalanmış alabora olmuş tekneler gibi yalnızdım,
Düşlerim hüzünlendiğinde sen yoktun yanımda!
İnsanın yüreğini hançereyle ezer o pervasız nağmeler,
Yaşam sevinçle geçerken en ağır hoyratlar ninni gibi gelir,
Çaresizlik, yaşamın her anını insafsızca öğüten bir değirmen taşı mı?
Gözlerinden akan ağıt mı, yoksa kül renginde garip akan gözyaşı mı?
Yaşam, tenimizde buruk sulara dönüşüp akıp gitmesin,
Ne dost bildiklerimiz, ne de düşmanlarımız gülüp geçmesin,
Hazanın sis perdesini çekelim üzerimize,
Aşkımızın zehrinden kimse içmesin!
Aksın içimizden umutsuz nehirlerin kirlenmiş dibi,
Gitsin belalar başımızın üstünden hasreti taşıyan kuşlar gibi,
Dudaklarıma nağmeler yapıştıran son nefesini,
Bırakmamak üzere içime çekeceğim gibi!
Hayat sana zulmetse bile sakın kanma hiçbir yalana,
Sabrına kök söktürmeye kalkan sömüren talana,
Boş verip, boyun eğme canından can alana,
Gafil hasretiyle kendini vurur, acı hep geride kalana!
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

Vuslat // Bumerang // Önder Karaçay

resimli-sozler-3

Mecnun’un sadece adı çıkmış, 
Seven mi bıkmış sevdiğinden yoksa sevmeyen mi? 
Sevildiğinden kim emin olabilmiş?
Bakar körlerin zamanının olmadığını yoktur anlatan bir hece, 
Körlere gündüzleri bile gece.
Söz yarasıdır geçmeyen, 
Süresi; 
Bir ömür arası!
Dünyada kaynağı aşk olmayan ne var ki! 
Vuslatı ecele kadar hayatına gelir dar.
Hayat bir mucize bekleyecek kadar, 
Geniş olsaydı, 
Bize de gelmezdi dar.
Gençliğinde aradığını yaşlılığında bulursun, 
Yaşlılığında anladığını gençliğinde görmezden geldiğini unutursun. 
İkimizden biri geç kaldı, 
Vuslata varmak için daha ne durursun?
Nefsinin çobanı, 
Kendine olmuş yabani, 
Suçlar hep başkalarını, 
Görmez kendi hatalarını.
Vuslata layık sanma iyi gününde yanında olanı, 
Gamlı gününde yanında olanı tanı, 
Görmez insan insanın saklayan yanını, 
Tanıdığında vuslat için tutuşur kanı.
Tüm dünya vazgeç diye alkış tutarken, 
İçinden bir ses fısıldayarak ister ki; bir kez daha denemeni, 
Bilirsin kimsenin hakkı kimsede kalmaz, 
Düstur etmelisin kendine ille de bunu göreceğim diye, 
Israr etmezsen ikrar buluşturur vuslatla seni.
İnsanı asıl yaralayan, 
Yaratılanın yaratılanı yaralamasıdır, 
Ve bir gün gelir vuslatına bile dayanılmaz o insanın.
Sesimle sarılmak istedim odu bir türküde yandı, 
Duygularım benden önce davrandı, 
Nasibimizde varmış bir ders daha almak, 
Vuslat bizim kapımıza dayandı.
Yalnız olmak yanlış bir gönülde olmaktan daha evlaydı, 
Bizi bize yazan bize rağmen Mevla idi!
Kırarlar diye hayal bile kurmadım, 
Vuslat olsun diye mücadeleden asla geri durmadım, 
Zor zamanlarımda yalnızdım, 
Yanımda olmak istediğini hiç duymadım.
İnsana ait iki yüzü hiç unutmam, 
Biri ihtiyacım olduğunda yanımda olanı, 
Diğeri zor zamanımda yalnız bırakanı, 
Başkalarını anlamak için önce kendini tanı.
 
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

19 Eylül 2016 Pazartesi

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Tekfir // Bumerang // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Tekfir // Bumerang // Önder Karaçay: “Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur.” // Mahatma Gandhi Ürkütücü acayipliklerin dahli olanlar, Savaş nidası ‘Tekbiri’ şid...

Tekfir // Bumerang // Önder Karaçay

images

“Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur.” // Mahatma Gandhi
Ürkütücü acayipliklerin dahli olanlar,
Savaş nidası ‘Tekbiri’ şiddetin şifresi yaptılar.
Her daim saldırganlık yolunda bir zindelik,
Ezen mağrurlar karşısında olması gerekirken,
Ezenlerin diline dolandı tekbir.
Aşina olduğumuz tekbirler böyle miydi?
Sonunda tevekküle ve tevazua çağıran,
Şükürden de olduk!
Tevazuun yerine tehdidin,
Şükür yerine şiddetin ve dayatmanın,
Sevgi yerine husumetin sloganı oldu tekbir.
Kendilerinden saymadıklarını,
Kafir sayarak tekfir etme yolunda,
Tekbirle ilerleme azmine ne demeli?
Azmanlaştı dinci militanlık..
Seferberliği seküler topluma kanalize etmek için,
Tekbir ordusu şaha kalktı.
Bu ok hedefini bulamadan,
Yönünü atana geri döndü.
Dini siyasete alet etme jargonunda üredi,
Birilerini dinsiz ilan etme densizliği.
Haramı helal sayanlar,
Kendilerini görmezden gelmek adına işine gelmediği,
Her insanı engel görüp küfran ilan ettiler.
İman ölçme yetkisini birilerine kim verdi?
Ezik yobaz dürtüsü,
Eyleme geçen cehaletin korkutucu boyutu gösteriyor.
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı