1 Ağustos 2016 Pazartesi

Darbenin Faşizm Kültü // Bumerang // Önder Karaçay

fasizm-kural

Toplumda kahramanlığı ölümle eşit görenler, 
Kendi gaflet, delalet, garabet hallerini, 
Siyasi müstevlilerinin ve şahsi çıkarlarına dolaylı hizmet adına, 
Toplumu uyuşturmak için şehitlik = şehadet ile üzerini örtmeye başladılar.
Gönüllü ölüm erlerini ölmek ve öldürmek için sabırsızlandırıyor, 
Kendini liderine kurban eden çoğaltmak için ucuza insan toplanıyor, 
Cihadın salaları camilerde susmuyordu, 
Öldürmek isteyenler için ölecek ve öldüreceklerdi.
Sürekli savaş, sürekli terör, sürekli düşman üretip, 
Karşısına sürekli kahramanlık üretip, bu zalimliğin önüne sürerek, 
Sürdürülebilir ölüm ve kan ticareti bitmiyordu bir türlü.
Her yapılanın gizli niyeti tek kişi saltanatı ve faşizmini yaşatmaktı, 
Yıkılan her değer ve kurum ben yaptım oldu adınaydı.
Ego diktatörlüğü topraklarımızda, 
Etik ve liyakat içermeyen hukuksuzluklar ile deneniyordu.
Gelenek kültü ile batı faşizminin yaşam pratikleri tekrarlanıyor, 
Bu yeni bir bilgi gibi gizli öğretiliyordu.
Akıl yerine yıkıcı duygulara ağırlık veriliyor.
Simgesel şiddet konuları çoğaltılarak, 
Toplum hem bölünüyor hem de her bölünene ayrı nefret üretiliyordu.
Liderden farklı düşünen ihanet etmiş sayılıyor, 
İhanetin bedeli neyse o uygulanıyordu.
Düş kırıklığı yaşayan geniş toplum kitleleri hedef alınıyor, 
Lümpen ve soyut bir kimlik kullanılıyordu.
Kolay tanımlanabilecek kadar görselde şeffaf, 
Kolay alt edilebilecek kadar zayıf olduklarını darbeyle kendileri de görünce, 
Paranoyaya ve akıl almaz işler yapmaya kalkıyorlardı.
Direksiyonu elinden çıkmış şoför misali, 
Dört lastiği patlamış kamyon gibi, 
Freni de patlatalım dönüşü olmayan yola girsin isteniyordu.
Her zaman komplo izlenimi üretiyorlardı, 
Kendi kinlerini kendi kendilerine çoğalttıkları, 
Düşmanla kapatarak ilerliyorlardı.
Hayat onlara göre sürekli bir savaştı, 
Davaları, mücadeleleri hiç bitmedi, 
Kin ve düşmanlık üretmekte; 
Zihniyetleri bir ölüm makinesi gibiydi.
Halkçı görünümlü ayrımcı seçkincilik tercih ediliyor, 
Dayanağı popülist şovenizmdi.
Bireylerin birey olarak hakkı yoktu, 
Homojen sözde bir halk bütünlüğü vardı, 
Ortak irade varmış gibi sunuluyordu.
Parlamenter pratiklerden nefret ediyorlardı, 
Birey gücünü lidere teslim eden kuralı yasallaştırmaya kalkarak, 
Saltanatın yollarına taş olarak döşüyor, 
Gerektiğinde bireyi kullanıyor ve atıyorlardı.
Sonunda olağanüstü hal limanına, 
Niyetlerini demirlediler.
Kendileri de taşeron yöntemiyle kullanılıp atılmıştı, 
Hınçları aynı yönteme dönüşüyordu.
Kendilerini kullanıp atmaya kalkanlara, 
Aralarındaki hukuksuz niyetlerinin sırları gereği, 
Suç başkalarına atılmalıydı.
Söz hazinesi yoksullaştırılmış yeni bir dil kullanıyorlardı, 
Yeni ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? 
Yeninin içi insanlık tarihi boyunca hiç bu kadar boşaltılmamıştı, 
Çünkü yeninin peşinde koşanların içi koftu!
Eleştirel fikir üretmeye olanak veren araçlar engelleniyor, 
Özgürlükler kısıtlanıyor, liderin özgürlüğü yeterli görülüyordu.
Faşizm de batıdan bulaşmış habis bir ur gibidir, bir kişi rol dağıtır, 
Rol kapan demokrasiden tutun, insan hakları ve özgürlükleri, 
Ağızlarından, söylemlerinden tek kişi niyetine hizmet adına eksik etmiyorlardı.
Eleştiriye kapalı oldukları içinde kendi eylem ve söylemlerinin, 
Farkına varmak hiç işlerine gelmediği gibi kabulde etme olgunluğu hamdı.
Trajikomik bir darbe sonrası, 
Sorumluluk üstlenip istifa eden yönetim iradesizliği adına yine tek bir kişi yoktu, 
Bu darbenin arkasında başka bir sinsi niyetin yattığını da gösteriyordu, 
Darbenin siyasi ayağına hukukun hiç dokunmamış olması gösteriyordu ki; 
Darbe yeni ve yasal kılıklı, sivil niyete dönüşerek başka bir darbe doğuruyordu.
Önder Karaçay

1 yorum:

  1. Ego diktatörlüğü topraklarımızda,
    Etik ve liyakat içermeyen hukuksuzluklar ile deneniyordu.

    Gelenek kültü ile batı faşizminin yaşam pratikleri tekrarlanıyor,
    Bu yeni bir bilgi gibi gizli öğretiliyordu.

    Akıl yerine yıkıcı duygulara ağırlık veriliyor.

    YanıtlaSil