2 Ağustos 2016 Salı

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Baronlar // Bumerang // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Baronlar // Bumerang // Önder Karaçay:   “Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır. Çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.” – Paul Auster...

Baronlar // Bumerang // Önder Karaçay

 fft5_mf930742

“Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır. Çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.” – Paul Auster
“Duvarda resmi, alemde ismi var, bu düzeni daha önce yıkan Atatürk gibi Türkün asil nesli var.” // Önder Karaçay 
Pire için yorgan yakmaya başladılar, 
Asrını devirmiş kurumları yıkıyorlar.
Saçıp savurdular, ayarıyla oynadılar devletin, 
Şimdi gevşettikleri vidaları iyice sökmeye başladılar, 
Bir müddet sonra vidalar ve yerleri bile karışabilir.
Yıkmak kolay ya yapmak!
Vadesi çoktan dolmuş bir zihniyetin, 
Yerle bir olan itibarı kurtarmak için, 
Devleti iyice yıkmak mı kurtaracak?
Hangi yaptıkları bu topluma çare oldu ki! 
Bir asırlık kurumlarımızı, birikimimizi satıp yediler ve bitirdiler, 
Şimdi sıradakiler diyetine başlıyorlar.
Kanatlarına taktığı tüyleri döküldüğünde, 
Yolunmuş kaza dönecekler.
Bu taşkın israfa ve insafsızlığa ket vuracak güç, 
Geçmişin şimdilik hesabını çıkarıyor, 
Günü gelince asil vekilden yetkiyi aldığında, 
Bize şafak attıranlar da da şafak atacak!
Onuru lekelilerin manzarası çok karanlık, 
Zihniyetleri gibi gölgede kalıyorlar.
Sefil serseri ve tefeci kölesi üretmekte, 
Çağ atladıkları için kendilerini bu konuda, 
Aşma inatları devam ediyordu.
Siyasetçiler yoksulların hakkını zengin ve arsız olanlara satan, 
Muhabbet tellalları değil mi zaten!
Tavukları haşlamak için dört beş yılda bir su kaynatılır, 
Sopası niyetinde saklı olup ağzından bal damlayanlar ile, 
Tavuklar sandıkta kandırılır.
Sözde halka hizmeti yönetenleri kaç tefeci yönetiyor? 
Celladın hırsıza ettiği hizmet misali, 
Kukla oynatan baronlar.
Tefeciye çoktur soytarı, 
Parayı veren hala düdüğü çalıyordu, 
Devletin milleti adına zengin olma vakti geldi şimdi.
Kravatlı ve tatlı dilli şövalyeler, 
Biçimden biçime bürünen hayalet gibiler.
Ömrümüz olağanüstü hal ve sıkıyönetimin, 
Birinden çıkıp diğerine girmekle geçti.
Çünkü doğru ve adil olanı, asile söz verildiği gibi, 
Hizmet eden bir vekil gelmediğini bu durum gösterir.
Asil adına hukukun azarlamadığı vekiller, 
Hesap vermedikleri için çaldılar, günah işlediler, 
Hak yediler, hırsızlıkları örtmek için hukuksuzluk ürettiler.
Bir ülkede devleti yöneten ve kanunla dokunulmazlık zırhına sığınanlara, 
Karşı yapılan hukuksuzluğun gerçek adresi aslında onlar, 
Sorunu hukuk çözmediği için durum hukuksuzluğa birilerini zorlar.
Kanunla korunarak hırsızlıklarla birikmiş servetin cezrini, 
Asıl alacaklılar adına borç olarak medarını geri ödeten, 
Bir beşeri adalet gelene kadar sürer bu vahşet!
Dünya size bir kelime kadar anlam geliyorsa, 
Söyleyerek bir solukta harcarsınız.
Kaç israf lokması müsrifçe geçti pis boğazlardan, 
Toyla kazanılan tez kaybedilir, 
Vakti geldi hakkı geri vermenin, hırsızlığa konan sineklerin, 
Tek bulut görünce kış yağmuru gibi ağlayan pislikler.
Önder Karaçay

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Darbenin Faşizm Kültü // Bumerang // Önder Karaçay...

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : Darbenin Faşizm Kültü // Bumerang // Önder Karaçay...: Toplumda kahramanlığı ölümle eşit görenler,  Kendi gaflet, delalet, garabet hallerini,  Siyasi müstevlilerinin ve şahsi çıkarlarına dol...

Darbenin Faşizm Kültü // Bumerang // Önder Karaçay

fasizm-kural

Toplumda kahramanlığı ölümle eşit görenler, 
Kendi gaflet, delalet, garabet hallerini, 
Siyasi müstevlilerinin ve şahsi çıkarlarına dolaylı hizmet adına, 
Toplumu uyuşturmak için şehitlik = şehadet ile üzerini örtmeye başladılar.
Gönüllü ölüm erlerini ölmek ve öldürmek için sabırsızlandırıyor, 
Kendini liderine kurban eden çoğaltmak için ucuza insan toplanıyor, 
Cihadın salaları camilerde susmuyordu, 
Öldürmek isteyenler için ölecek ve öldüreceklerdi.
Sürekli savaş, sürekli terör, sürekli düşman üretip, 
Karşısına sürekli kahramanlık üretip, bu zalimliğin önüne sürerek, 
Sürdürülebilir ölüm ve kan ticareti bitmiyordu bir türlü.
Her yapılanın gizli niyeti tek kişi saltanatı ve faşizmini yaşatmaktı, 
Yıkılan her değer ve kurum ben yaptım oldu adınaydı.
Ego diktatörlüğü topraklarımızda, 
Etik ve liyakat içermeyen hukuksuzluklar ile deneniyordu.
Gelenek kültü ile batı faşizminin yaşam pratikleri tekrarlanıyor, 
Bu yeni bir bilgi gibi gizli öğretiliyordu.
Akıl yerine yıkıcı duygulara ağırlık veriliyor.
Simgesel şiddet konuları çoğaltılarak, 
Toplum hem bölünüyor hem de her bölünene ayrı nefret üretiliyordu.
Liderden farklı düşünen ihanet etmiş sayılıyor, 
İhanetin bedeli neyse o uygulanıyordu.
Düş kırıklığı yaşayan geniş toplum kitleleri hedef alınıyor, 
Lümpen ve soyut bir kimlik kullanılıyordu.
Kolay tanımlanabilecek kadar görselde şeffaf, 
Kolay alt edilebilecek kadar zayıf olduklarını darbeyle kendileri de görünce, 
Paranoyaya ve akıl almaz işler yapmaya kalkıyorlardı.
Direksiyonu elinden çıkmış şoför misali, 
Dört lastiği patlamış kamyon gibi, 
Freni de patlatalım dönüşü olmayan yola girsin isteniyordu.
Her zaman komplo izlenimi üretiyorlardı, 
Kendi kinlerini kendi kendilerine çoğalttıkları, 
Düşmanla kapatarak ilerliyorlardı.
Hayat onlara göre sürekli bir savaştı, 
Davaları, mücadeleleri hiç bitmedi, 
Kin ve düşmanlık üretmekte; 
Zihniyetleri bir ölüm makinesi gibiydi.
Halkçı görünümlü ayrımcı seçkincilik tercih ediliyor, 
Dayanağı popülist şovenizmdi.
Bireylerin birey olarak hakkı yoktu, 
Homojen sözde bir halk bütünlüğü vardı, 
Ortak irade varmış gibi sunuluyordu.
Parlamenter pratiklerden nefret ediyorlardı, 
Birey gücünü lidere teslim eden kuralı yasallaştırmaya kalkarak, 
Saltanatın yollarına taş olarak döşüyor, 
Gerektiğinde bireyi kullanıyor ve atıyorlardı.
Sonunda olağanüstü hal limanına, 
Niyetlerini demirlediler.
Kendileri de taşeron yöntemiyle kullanılıp atılmıştı, 
Hınçları aynı yönteme dönüşüyordu.
Kendilerini kullanıp atmaya kalkanlara, 
Aralarındaki hukuksuz niyetlerinin sırları gereği, 
Suç başkalarına atılmalıydı.
Söz hazinesi yoksullaştırılmış yeni bir dil kullanıyorlardı, 
Yeni ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? 
Yeninin içi insanlık tarihi boyunca hiç bu kadar boşaltılmamıştı, 
Çünkü yeninin peşinde koşanların içi koftu!
Eleştirel fikir üretmeye olanak veren araçlar engelleniyor, 
Özgürlükler kısıtlanıyor, liderin özgürlüğü yeterli görülüyordu.
Faşizm de batıdan bulaşmış habis bir ur gibidir, bir kişi rol dağıtır, 
Rol kapan demokrasiden tutun, insan hakları ve özgürlükleri, 
Ağızlarından, söylemlerinden tek kişi niyetine hizmet adına eksik etmiyorlardı.
Eleştiriye kapalı oldukları içinde kendi eylem ve söylemlerinin, 
Farkına varmak hiç işlerine gelmediği gibi kabulde etme olgunluğu hamdı.
Trajikomik bir darbe sonrası, 
Sorumluluk üstlenip istifa eden yönetim iradesizliği adına yine tek bir kişi yoktu, 
Bu darbenin arkasında başka bir sinsi niyetin yattığını da gösteriyordu, 
Darbenin siyasi ayağına hukukun hiç dokunmamış olması gösteriyordu ki; 
Darbe yeni ve yasal kılıklı, sivil niyete dönüşerek başka bir darbe doğuruyordu.
Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : İfrat // Bumerang // Önder Karaçay

Önder Karaçay Şiir, Yazı ve Sözleri : İfrat // Bumerang // Önder Karaçay: Bir kez daha sormak zamanıdır,  Birey olma sorumluluğumuz nedir diye?  Kendimize sormalıyız biz kez daha! Dönüp geçmişe baktığımızda...

İfrat // Bumerang // Önder Karaçay

s-604021676019af63d3872d168ce17e1a40df1089

Bir kez daha sormak zamanıdır, 
Birey olma sorumluluğumuz nedir diye? 
Kendimize sormalıyız biz kez daha!
Dönüp geçmişe baktığımızda, 
Bu sorumluluktan hep kaçtığımızı, 
Hala “bana ne? ” hastalığımızın devam ettiğini, 
Görmek ve çare aramak zamanıdır, 
Uyanmamız gerekir bir kez daha!
İnkar etmekten bıkmıyoruz, 
Hatalarımızın, günahlarımızın üzerini örterek, 
İlle de haklıyız diye hile ve yalan oyunu devam ediyor yüzleşmiyoruz, 
Kaçıyoruz kendimizden bir kez daha!
Toplumsal dar boğazdan çıkışın suçluları, 
Suçu başkalarına atıyor, ilgilenmiyoruz, 
Birilerinin sırtına yüklenmesine alkış oluyoruz, 
Suç işliyoruz bir kez daha!
Toplu sorumluluk bilincinin, 
Birey/toplum diyalektiğinin yerli yerine oturmadığını, 
Toplumsal bunalımın kolektif bir işbirliği ile çözüleceğini akıl etmiyoruz, 
Toplu aptallık ediyoruz bir kez daha!
Evrenin doğasına uygun olan, 
Bireyin içinde yaşadığı her bunalımda, 
Kendi sorumluluk payının ne olduğunun bilincine varmamış olmasıdır, 
Vurdumduymaz olduk bir kez daha!
Seçimlerimizi yeterince titizlikle yaptık mı? 
Kendimizi çabalarımız bağlamında, 
Kendi gözümüzde kendimizi doğru aklamayı beceremiyoruz, 
Yanlışa düştük bir kez daha!
Kendimizi kandırma eyleminde dünyada üstümüze yok, 
İfrata düşmüş zavallı zalimliğin kucağına oturmayı maharet bilenlere kanıyor, 
Çözüme giden yolda kendimizi eleştirmeyi başlatmıyoruz, 
Yeniliyoruz bir kez daha!
 
Önder Karaçay