23 Temmuz 2016 Cumartesi

Demokrasinin Kara Delikleri // Bumerang // Önder Karaçay

 

krizi-oven-vurguncular-simdi-turkiyeyi-kotuluyor7ae7dc36481c7b6d57fe
Türkiye Cumhuriyetinin 1950 sonrası çok partili demokrasi adı altında açılan ilk kara delik ve hiçbir zaman buna tedbir alınmayan hatta her darbenin bu kara değiliğin daha da büyümesine yol açan tarafı özel ve işbirlikçi sermaye ile finansın kanunla devlet tarafından kurumsal yapılarla korunmuş olmasıdır.
 
Oysa demokraside zengin devlet olur. Özel zenginlik olmaz, olursa devlete ve o milletin kendisine tahdit olur.
 
12 Eylül 1980 öncesi 24 Ocak 1980 kararları da liberal kapitalizme geçilmesi için milli ekonominin yok edilmesi adına küresel ölçekli sömürünün ahtapot kollarının cebimize kadar uzatılması süreciydi.
 
Demokrasinin bu en büyük kara deliği liberal sermayecilik zihniyeti siyasetin 1950’de ele geçirilerek “Her Mahallede Bir Milyoner” zihniyetinin, 1983 sonrası iktidara taşınanların bu sömürünün büyümesi için küreselleşme ve özelleştirme ile neyimiz var neyimiz yok hepsinin satılmasının yolunun açılması içindi.
 
O yol 28 Şubat askeri darbesi ile açıldı.
 
2001 yılı krizi vurgunu ile sermayenin ensesi kalınlaştırıldı, hesabı sorulmadı, iktidara getirilen dinci siyasi zihniyet sermayenin emrine girdi ve o vurgun zihniyetinin kurduğu kumar ve sömürü ekonomisinin uygulayıcısı olarak her yandaş zihniyetin milyarder olduğu bir sonuçla ekonomi iflasın eşiğine gelmişken iç savaş denemesi darbe yine sermaye için yapılmıştır.
 
Bu darbenin arkasında cemaat bir taşerondur. O taşeronun arkasındaki niyet kimdir? O bizi doğru adrese götürür.
 
Özel sermaye=savaş=kriz=iç savaş=terör=sömürü…//..
 
Son on dört yılda devletimizin adeta genetiği ile oynaya kalktılar. Darbe yapmaya kalan terör kimlerin iştahını kabartmıştı veya kabarttı?
 
İnsan terörünü yeniden büyütüp, muhatap alarak siyasal zemine taşıma çabaları, bunu destekleyen yine sermayeydi, akil olanların içinde sermayenin oyuncuları vardı.
 
Devletimizin içinde son on dört yılda sadece dinci çeteler örgütlenmedi. Sermaye ve finans çeteleşti. Siyasetin içine sızanlar çeteleşti. Devletin her kurumuna sızanlar çeteleşti. Siyaset ve sermayenin kontrolüne geçen medya çeteleşti.
 
Siyaset+sermaye+finans+medya+irtica beşli çetesi doğrudan veya dolaylı işbirliği yaparak Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, Atatürk fikri ve eserini yok etmek Türk Milletinin ulus devletini parçalamaktı.
 
“21 Aralık 2015 tarihinde çıkan kitabım Mobbıng Bank Skandalbank’ın Skandalları Türk Fırtınası kitabımla 19 Ocak 2016 günü bu çetelere birlikte kitapla MUHTIRA verdim. Aynı gün Türk İnsanlık Devrimi adına İnsanlık Bayramı ilan ettik ve her kendini Türk göreni ve insanlığını kaybetmemiş herkesi tüm dünyada yürek meydanında gönül kongresi yapmaya davet ettik.”
 
“2007 tarihinden bu yana küresel sermaye mafyasıyla gizli işbirliği yapan ve ülkemizdeki ayağını o tarihten bu yana yöneten Mustafa Koç bundan rahatsız oldu. O dönemin Başbakanına 20 Ocak 2016 tarihinde ziyarette bulundu. Neler görüştüler hala bilinmiyor. O dönemin Başbakanı bir gün bunları açıklayacaktır. 21 Ocak 2016 tarihinde de bu belanın ibreti olması adına canını kaybetti.”
 
Bu darbe veya iç savaş denemesi eğer o sermaye mafyasının ülkemizde yapmak istediği Türk Mevsimi renkli darbesinin bir parçası veya devamıysa bu tutmadı. Toplum mühendisliği yaparak medya, sosyal ağlarda üretilen ayrımcı, bölücü fitne ve fesat ideolojilerin çatıştırılmasına çok güvenilmiş olabilir.
 
Türk Milleti hiçbir zaman iç savaşa girmez.
 
1950’den bu yana çektiği açıları çok iyi bilmektedir ve bu acılara yenisini katmak gibi bir oyuna asla düşmez.
 
Türkiye Cumhuriyeti finans ve sermayenin küresel bağlantılarını kesip milli üretim ekonomisine geri dönmediği müddetçe darbe, baskı, şiddet ve demokrasi rüyası görmekten asla kendini kurtaramaz.
 
Olağanüstü hal sonrası darbe girişimi bağlantılarının temizlenmesi ve yaraların sarılmasının akabinde ülkemizin alması gereken devrim kararlarıdır.
 
Hatta tüm siyasi partilerin katılımı ile kurulacak Milli Birlik Hükümeti ile ülkemiz bu geçişi ve devrimi başlatmalıdır. Bu darbe asker, polis, yargı ve devletin diğer kurumlarını temizlemekle geçiştirilemez.
 
Olağanüstü hal noktasına gelmiş olmamızı yönetim adına irade sorunu olduğunu görmezsek daha kötüye sürükleriz ülkemizi. Hatta hukuksuz tek kişi devleti gibi devleti yönetmeye kalkmanın doğurduğu bir kalkışmadır bu yaşadıklarımız.
 
Aynı yanlışları tekrar yaparak farklı sonuç alınamayacağını akıl ve bilim herkese söylemektedir.
 
O devrim kararları da eşit gelir dağılımının önünü açacak, herkesin çalışacağını ve herkesin midesi kadar hazineden pay alacağı bir milli üretim ve paylaşmak ekonomisine geçmekten geçer demokrasi yolu.
 
Önder Karaçay
 

1 yorum:

  1. Demokrasinin bu en büyük kara deliği liberal sermayecilik zihniyeti siyasetin 1950’de ele geçirilerek “Her Mahallede Bir Milyoner” zihniyetinin, 1983 sonrası iktidara taşınanların bu sömürünün büyümesi için küreselleşme ve özelleştirme ile neyimiz var neyimiz yok hepsinin satılmasının yolunun açılması içindi.

    O yol 28 Şubat askeri darbesi ile açıldı.

    2001 yılı krizi vurgunu ile sermayenin ensesi kalınlaştırıldı, hesabı sorulmadı, iktidara getirilen dinci siyasi zihniyet sermayenin emrine girdi ve o vurgun zihniyetinin kurduğu kumar ve sömürü ekonomisinin uygulayıcısı olarak her yandaş zihniyetin milyarder olduğu bir sonuçla ekonomi iflasın eşiğine gelmişken iç savaş denemesi darbe yine sermaye için yapılmıştır.

    YanıtlaSil