12 Haziran 2016 Pazar

Sporu da Paraya Bulaştırarak Bir Endüstriye Dönüştürdüler // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

Sporu da Paraya Bulaştırarak Bir Endüstriye Dönüştürdüler // Türk Fırtınası // Önder Karaçay

fifa_corruption_alex_falc_chang
Sporu da Paraya Bulaştırarak Bir Endüstriye Dönüştürdüler // Türk Fırtınası // Önder Karaçay
 
Sporun paraya bulaşarak endüstriye dönüşmesi de liberal kapitalizmin bir niyetidir.
 
Bugün sportif başarıdan çok transfer konuşuluyorsa, her başarı birileri adına paraya dönüştürülüyorsa, ve bu organize bir küresel işbirliğine dönmüşse hepimizin bunun üzerinde hem kafa yorması, hemde bu amansız sömürüyü değiştirmek adına bir çaba göstermek zorunda olduğumuzu düşünüyorum.
 
Bugünlerde Euro 2016 futbol turnuvası düzenleniyor. Burada konuşulan veya o şeytani organizasyonun arka niyeti tamamen paradır. Reklam, televizyon yayınları ve sponsorluklar. Oysa ülkeler arası spor dostluk ve kaynaşmanın adına barışı sağlayabilir.
 
Zor bela son anda bu turnuvaya katılma hakkını elde eden Türk Milli takımına ilk maçında yenilmesine rağmen ve çok kötü bir oyun sergilemelerine rağmen başarılar diliyorum.
 
Borsaya kote olana kadar Fenerbahçe taraftarıydım. O gün bugündür ve daha öncesinde de futbolcuların çok yüksek astronomik denecek fiyatlarla alınıp satılmalarına karşı olmam dolayısıyla futbol, basketbol ve voleybol sevgim ve ilgim kayboldu.
 
Oysa bu dalların hepsi spor için yapılması gerekirken günümüzde tamamen paraya kote edilmiş bir endüstriye döndü.
 
Teknik direktörlere inanılmaz paralar veriliyor, futbolculara inanılmaz paralar veriliyor, diğer her insan spor yapmak ve spordan seyirci olarak zevk alması yerine bu zevk, heyecan, taraftar aşkı paraya dönüştürülüyor.
 
Bu paraların çok daha fazlasını borsada kulüplere para yatıranlar kazanıyorlar.
 
Statlar, televizyon ve uydu yayınları bağımlı abonelik sistemiyle taraftar aşkı adına insanların bu sevgisi paraya dönüştürülerek sömürülüyor.
 
Sponsorluk hangi konuda olursa olsun ahlaki olmadığı gibi tam manasıyla çıkara dayalı kanunlarla korunan bir rüşvete dönüşmüştür.
 
Bize ait statların isimleri, sporcuların üzerine giydiği formaların bile sponsorlara reklam amacıyla açılması doyumsuzluğu tetiklemekte alınıp satılma rakamlarına zam yapmaktadır.
 
Oysa spor paradan çok insani tarafıyla, başarı tarafıyla, mücadele tarafıyla, görsel heyecan tarafıyla öne çıkan ve bu sebeple taraftar toplayan hayatın olması gereken olgusu iken bir sanayi gibi, endüstri gibi dünya da örgütlü yapılarla kapitale hizmet eden bir sektöre dönüşmüştür.
 
Futbolcular bir kulübün adeta malı gibi alınıp satılmakta, üzerinden hem sportif başarı hemde kar etmek gibi bir beklenti oluşması çağımızda modern görünümlü insan ticaretine ve istekli, çok taraftarı olduğu içinde asla insan ticareti olarak algılanmayan bir spor dışı içine sporun reklam olarak konulduğu sektör olmuştur.
 
İnsanlık adına sporcuların parayla kulüpler tarafından alınıp satılması insan ticaretine konudur ve utançtır.
 
Ülkemize de bu sistem ne kadar üzücüdür ki batıdan bulaşmıştır. 1983 sonrası milli ekonominin tahrip edilmesi adına bir düzenek gibi kurumsallaşan borsaya takımlar kote olmuş ve batının iğrenç uygulaması bizde de hayat bulmuştur.
 
Fenerbahçe spor kulübüne olan sevgim ve ilgimi tamamen kaybettim.
 
Kendi ürünlerini üretip satarak futbol kulübünün ihtiyaçlarını karşılamak doğru olmakla birlikte statların kombine biletlerinin çok pahalı ve televizyon yayınlarının satılması ve bunun bedelinin halktan alınması bir sömürüdür.
 
Oysa maçları radyodan hafta sonları dinlediğimiz unutulmaz spiker Halit Kıvanç, Orhan Ayhan, İlker Yasin, Ercan Taner gibi tatlar hala kulağımızdadır.
 
Dört büyük kulübün o inanılmaz şampiyonluk mücadelelerini özlemeyen var mı?
 
Beşiktaş deyince Metin, Ali, Feyyaz üçlüsünü hatırlamayan, Fenerbahçe deyince Can Bartu, Rıdvan, Trabzon deyince Şenol Güneş, Hami, Galatasaray deyince Metin Oktay’ı hatırlamayan var mı?
 
Bütün bu isimler paradan çok futbol adına başarı bize hatırlatıyorsa bugün neyi kaybettiğimizi aslında çok net anlatmaktadır.
 
Paraya bulaşan futbol, basketbol, voleybol spor olmaktan çıktığı için ve insanlar sporu sevdikleri için bu zaafları ne yazık ki zamanlarının çok önemli kısmını üstüne birde para ödeyerek birilerinin kendilerini sömürdüğünün farkında bile değiller.
 
Para insan hayatında ihtiyaçlar için araç olması gerekirken ünlü bir futbolcu veya basketbolcu sportif başarıdan çok transfer ücretleriyle, alınıp satıldığı halde buna kimse aldırmadan parayı amaç edindiği için gençlerimize ve çocuklarımıza da bu anlamda çok kötü örnek olmaktadır.
 
Eskiden stada gidemeyen her insan radyo ve televizyondan para vermeden o zevki, o heyecanı yaşar ve çok mutlu olurdu.
 
Bugün stada gidenler kombine abonelikler ile çok pahalıya bu hakkı alıyorlar, diğer insanları da şifreli yayınlarla uydu aboneliği yoluyla parasız asla maç seyrettirmiyor ve bu sistemle ülkemiz insanları kapital bir zihniyete adeta bu duygusu sömürülmektedir.
 
Oysa statlara vakti olan insanları ailece belediyeler taşımalı, herkes spordan faydalanmalıdır. Stat eğer ücretli olacaksa çok uygun fiyatlarla halka bu hizmet devlet tarafından verilmelidir.
 
Hatta insanların sağlıklarını korumaları için her belediye spor salonları, açık yürüyüş ve koşu alanları oluşturarak halkın sağlığını korumalıdır.
 
Spor sağlık için ve yarışması insana heyecan verdiği için yapılmalıdır.

Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. Borsaya kote olana kadar Fenerbahçe taraftarıydım. O gün bugündür ve daha öncesinde de futbolcuların çok yüksek astronomik denecek fiyatlarla alınıp satılmalarına karşı olmam dolayısıyla futbol, basketbol ve voleybol sevgim ve ilgim kayboldu.

    Oysa bu dalların hepsi spor için yapılması gerekirken günümüzde tamamen paraya kote edilmiş bir endüstriye döndü.

    YanıtlaSil