6 Mayıs 2016 Cuma

Babaannem Beni Deniz Gezmiş Diye Severdi // Hayattan Kesitler // Önder Karaçay

Babaannem Beni Deniz Gezmiş Diye Severdi // Hayattan Kesitler // Önder Karaçay

BBiLr1J

Babaannem Beni Deniz Gezmiş Diye Severdi // Hayattan Kesitler // Önder Karaçay
Deniz Gezmiş haksız yere asıldığında iki yaşındaymışım. Daha sonra konuşmaya başladığımda babaannemin beni Deniz Gezmiş diye sevdiğini hatırlıyorum.
Hatta banga soyan, Deniz Gezmiş derdi. Nereden bilebilirdim büyüyeceğim, bankacı olacağım ve banka beni soyacak nereden bilebilirdim. Banka hayatımın sır noktası olduğunu ve çağı değiştirecek hayatı yaşadığımı o yaşlarda nereden bilebilirdim.
Rahmet dedem sen iki bacaklı tek yüreklisin derdi. Dede derdim çocuk aklımla herkes iki bacaklı tek yürekli değil mi?
Yok senin yüreğin ve bacakların bir başka atıyor der öyle severdi rahmetli.
Yüreğimin farklı arttığını ben nereden bileyim. Herkesin yüreği gibi attığını bilirim.
Hayatta düsturum dürüstlük üzerine kurmuştum. Hak, adalet, eşitlik, saygı, sevgi, aşk ve hiçliğe gidişin hayata döşenmiş yıllarıydı kırk beş yıl.
9 yaşında 12 Eylül 1980 askeri darbesi yapıldığında Türk askerleri evin önünde bana silah doğrulttu. Baba dedim bizim asker değil mi? Ben çocuğum bana neden silah doğrultuyor? Evren Paşa gelmiş oğlum sen bilmezsin dedi.
Nereden bile bilirdim bir 12 Eylül daha gelecek kaderime bir kara leke gibi düşen o banka kendi ayaklarına kurşun sıkmak adına güya teke tek darbenin en ibretini bana yaşatmak adına 12 Eylül 2012 tarihinde sabah hesabıma başarı performans primi yatıracak, aynı günün akşamı düşük performans diye hile ile iki satır ceo kötü niyeti patronu noter olarak kullanacak ve işsiz kalmama, iş bulamamama ve kariyerimin haksız lekeleneceğini nereden bilebilirdim?
Ve haklarımın bir kısmını verip bir kısmını vermeyeceğini, bana biz büyük bankayız karar aldık haklarının bir kısmını ödemiyoruz sen ne yapmak istiyorsan yap.
Bu dayılanmaya karşı yinede patrona özür dilemesi için geri adım atması ve bankaya zarar vermemesi için 15 sayfa yazı yazdım. Takmadı, bir şube müdürünü dikkate almayacak kadar kendini büyük ve ego ile şişti adeta.
Telefon açtım uyardım, ceo’ya e-posta attım. 5 ay yine süre verdim. Neticede ekmek yediğim kurumdu. 5 ay sonra yine aynı tavır.
Ergenekon davalarının süreciydi ve adalet Anadolu yakasında SARAYA taşınıyordu. Saray’a taşınıyor yalnız benim işe iade davama bakacak hakim bulunamıyordu. 1 yıl sonra bulunabildi. Zaman aşımına uğratmak adına, top çevirmek adına olsa gerek adalet bir türlü işlemiyordu.
Neticede Yargıtay onayı ile işe iade davamı % 100 haklı kazandım. Bu şu anlama geliyordu. İşten çıkarma sebebi çöp olmuştu. O zaman hangi sebeple işten çıkarılmış olduğum havada kalıyordu.
Sermayeyi düzen şuna alıştırmıştı. Al üç kuruş paranı sus ve otur aşağı. Baltayı taşa vurduklarını anlamadıkları gibi bana yaptıkları ibretlik tüm kötülüklerin sırrın bir parçası olduğunu mahşer gecesi öğreniyordum.
İşte gemi sırrıyla kitabımı bu üç yılda yazdım.
Kitabım İstanbul aşkımla evlendiğim ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği günde 29 Mayıs 2015 tarihinde bitti.
Nuh tufanının koptuğu İstanbul boğazında mahşer tufanı kitap sırrıyla tekrar bir tufan kopacak 19 Mayıs 2015 Türklerin Anadolu’da doğum gününde “Bir Gemi Daha Kalkacak” adlı şiirde
“Bir gemi kalkmıştı biz zamanlar,
O gemi Bandırma gemisiydi…
Bandırma Anadolu’dur.
O gemi şimdi biraz su almıştır.
Yalnız su aldıranın da,
Su neden alıyor diyenin de,
Aynı olduğu bir çağda,
Bir gemi daha kalkacaktır.
Yeri ve zamanını bir yaratanın,
Bir de Türklerin bildiği yerden…”
Gemiyi kendi düşünceme göre 12 Eylül 2015 tarihinde mahşer denizi denen fitne ve fesadın üretildiği sosyal ağlara indirecektim.
Sırrın gereği olmadı. Sabırla bekledim.
Ve 21 Aralık 2015 en uzun gecede indi gemi mahşer denizine.
Yüzdü tüm zalimler adına beni haksız yere işten 12 Eylül 2012 gibi manidar bir tarihte çıkaran malum bankanın itibarını kurulduğu günde ve ayda mahşer tufanı 13-19 Ocak 2016 tarihleri arasında 6 günde dünya ilk ruhuna kavuşarak bu bankanın itibarını emperyalizmin amiral gemisi kapitalizm adına ve dünyada ne kadar para putu ile zalim olan varsa hepsinin putunun yıkılışı ilahi tecelliyle gerçekleşerek o gece 19 Ocak 2016 gecesi kendi nefsimi dört büyük örülmüş ruhu giyerek ertesi gün mahşerin bittiğini, Türklerin ikinci kurtuluş ekonomi savaşını ilahi tecelliyle Atatürk’e haksız yere dinsiz dedikleri ve eserine helal getirmek isteyen kötü niyetler adına ruhunu ve eserini bayrağını İslam ve İnsanlık adına Türkler adına aldım.
Ertesi gün Sermaye ihanetinin dünya mafyası ile işbirliği yaparak Türk Mevsimi adı altında siyaset+sermaye+din işbirliği ile devletimizi yıkmak, vatanı ve milleti bölmek isteyen gerçek ihanetin başının Mustafa Koç olduğunu kendisinin Bildenberg üyesi ve gizli mafya toplantılarında ülkemiz aleyhine faaliyet gösterdiğini dünyaya ve insanlığa açıkladım.
Aynı gün beni batı fitne ve fesadı sahiplenmemesi için kendim için adalet haricinde bir talebim olmadığını şahsımın bu ibret adına işsiz unvanlı ömrümü sürdürmem gerektiğini ve Mesih geldi fesat ideolojilerin öldüğünü açıklamak adına Mesih’de Yalan Oldu şiirimi yazdım.
21 Ocak 2016 tarihinde mahşer tufanı ve Firavun sonrası son ibret CANLI HELAK ibreti adına yaratan Mustafa KOÇ’un canını aldı.
Geride kalan tüm zalimler bundan sonra dünyanın ilk ruhuna kavuştuğu gibi insanların insanlığa kavuşmaları adına bu putun bir kez daha Atatürk fikriyle ve ilahi tecelliyle yıkıldığını yaşanan hengamenin bu cenazenin çok büyük olduğunu ve kendi cenazelerini kaldırmak yerine direndikleri için toplumun geneli uyanana kadar başımıza pislik yağacağını canlı helak ibreti adınadır.
Uyumak ölümün kardeşidir. Gaflet uykusuna dalan toplumların başına pislik yağar.
Uyanma süresi pislik yağma süresine eşittir.
Ben görevimi yaptım, şimdi adalet arıyorum çocuklarımın hakkını istiyorum, geleceğimi karartanların cezalandırılmasını benim gibi binlerce bankacı arkadaşıma yapılan zulmün hesabının sorulmasını istiyorum.
İzin paralarım ve mesai haklarım için açtığım davam işe girdiğim 16 Eylül 2014 tarihi olmasına rağmen benden sonraki davaların bitmiş olmasına rağmen bir Bilirkişi rezaleti ile karşı karşıya adeta zaman aşımı için, yeni asli asrın davasının başlamaması için oyalama yapıldığına kani oldum.
12 Eylül 2012 günü işten ayrıldım ve aynen şu çıktı ağzımdan. Benim davam ASRIN DAVASI olacak. Allah söyletmiş.
Avukatıma dedim siz ASRIN DAVASININ Avukatısınız. Yapmayın Önder bey diye şaka yaptığımı zannetti belki de. Nereden bilsin.
Deniz Gezmiş yargılanırken Hakime gülmüş;
Hakim neden gülüyorsun demiş.
“Yukarıda ADALET yazıyor ona gülüyorum demiş.”
Belirsizlik Hakim // Dip Dalga // Önder Karaçay
“Adalet vicdandı,
Vicdan kendine hakim olmaktı,
Kendime hakim oldum.
Hak aradım, adalet aradım,
Bulamayınca hakim sordum,
Belirsizlik hakim dediler.”
Buda tarihe benden kalacak!
Önder Karaçay
Mobbıng Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

1 yorum:

  1. Belirsizlik Hakim // Dip Dalga // Önder Karaçay

    “Adalet vicdandı,
    Vicdan kendine hakim olmaktı,
    Kendime hakim oldum.

    Hak aradım, adalet aradım,
    Bulamayınca hakim sordum,
    Belirsizlik hakim dediler.”

    Buda tarihe benden kalacak!

    YanıtlaSil