14 Nisan 2016 Perşembe

Rikkat // Zor Günlerin Mensur Şiirler // Önder Karaçay

Rikkat // Zor Günlerin Mensur Şiirler // Önder Karaçay

“Hayatın sana verdikleri senin kalmalı, hayatına ait olanları birileri almaya kalkıyorsa ve hukuk devleti ortadan kalkmış veya baskı altındaysa bu zorbalığa ilk engel hak sahibi olmalı. Aksi takdirde ölü balıklar dalgaların götürdüğü yere sürüklenir.” // Önder Karaçay
“Ağdalı sorular soracağım hayata ve insanlığa,
Kimse sütten çıkmış ak kaşık değildi,
Koyu bir duman basardı etrafı,
Bade içtiğim anlarda.
Nefislerimizdeki küstahlığı temizlemek,
Rikkat bir dikkati gerektiriyordu.
Katı kindarlığın saldırganlığını kovamıyordu insanlık,
Hatta davet eden riyakârlığını bile görmüyordu.
Kimsenin kimseyi bir dayatmayı zorlamaya hakkı yoktu,
Kinde zorlama yol alıyordu.
Zihninde kendisiyle konuşan insan azaldığı günden bugüne,
Öfkesi dinmeyen çoğaltıyordu kaynayan dünyada!
Hayata yumuşamayı getirecek vakalar yaşanıyordu,
Yüze çıkmaya cesaret edilemeyecek vakalar,
Yine de yüzsüzleri yüzsüzleşiyordu..
Kalpteki katılığı atlatacak badireleri atlatamayanlar,
Tamah belasının içinde yeni badirelerin duvarını örüyordu.
Serzeniş çağından geçiyorduk,
Herkesin herkese bir sitemi birikmişti,
Naif olmak unutulmuştu.
İnsanlık sıkıştığı cendereden fersah fersah kaçıyor,
Çareye yaklaşmıyordu.
Bedbindi insanlık,
Ağzını bıçak açmayacak kadar,
Zırvalayanlarla doluydu şeytani tuzaklar.
Bağlarda kurutulan kak kurularının kokularını,
Hissedebilen insan var mıydı?
Ya da kak kurusu kurutan..
Parçaları bütünden daha fazla önemsemenin,
Kurbanıydı insanlık, bu sebeple bölünmüştü,
Duyguda, düşüncede, yaşamda, kaygıda,
Aşk ve cezbe ile içiyordum badeyi,
Aramızdaki perdeyi çekiyorum bitmeyen kuruntudan dolayı,
Uzak duracağım putlardan!
Büyüklük taslayanları eleştirirken,
Büyüklük etmekten korkarım.
Neticede kavanoz dipli dünyada yaşıyoruz,
Hayat dibe düşmeden yaşama gayreti ise,
Başkalarını da düşürmeme rikkatidir.
Hayatın parıltılı ve tantanalı sahnesinde,
Rol alanlarla ihtişama aldanıp kananların,
Maddi zenginlikleri arttıkça,
Artırdıkları muhtaçlıkları maddiyat adına put,
Doyumsuzluk üretiyordu,
Fesat hasetle, zillet kibirle kol kola,
İnsanı nesneye kul görüyordu.
Dünyevi hırslar merdivenini tırmanırken,
Birilerinin sırtına ayaklarını basarak yükselenler,
Kendilerini yüksekte buldukları için olsa gerek,
Yükseltenleri alçak görüyorlardı
İçtiği bade ile bilginin âlâsına nail olmuş sır,
İçsel yolculuğun ibretini yaşatırken,
İtibarının çarçur edilmesine izin vermiyordu.”
Önder Karaçay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder