31 Mart 2016 Perşembe

Öyle Bir Sevmelisin ki! // Zor Sevdaların Mansur Şiirleri // Önder Karaçay

Öyle Bir Sevmelisin ki! // Zor Sevdaların Mansur Şiirleri // Önder Karaçay

lale
Öyle Bir Sevmelisin ki! // Zor Sevdaların Mansur Şiirleri // Önder Karaçay
Bilmiyorum aşkın bu tarifine ne demeli?
Öyle bir söz söylemeli ki,
İnsanı her iki elinden iliklemeli,
Bu aşkın iki yakası zaten düğmeli,
Gözler kapsama alanı gibi,
Başkasını görmemeli,
Tokalı eller erimeli,
Bu aşkın içinde eridiğini kimse görmemeli,
Öyle bir sevmelisin ki;
İşte buna herkes sevda demeli…
Bu kadar denk düşmeli duygular,
El uzatır birbirine gel kardeşim şiir olalım demeli…
Bu kadar mı? Bu kadardan daha fazlasını anlatır sevdalar, sevdalara dair yazılanlar,
Yazılanlara dair şiirler, ne aşklar anlatırlar..
Demek ki duygular kardeş, yaşananlar kardeş, o zaman kardeşler neden kardeş değil?
Kardeş sana diyorum!
Uzatılan ellerin neden içi boş çıkıyor?
Nerede o içi dolu tutuşlar?
Nerede?
Arıyoruz…
Şiir böyle bir şeydir işte.
Bazen çok kısa yazarsın çok şey anlatır,
Bazen çok şey anlatırsın başka söze alan mı bırakır.
Buradan da şu mesaj çıkıyor ortaya,
Sevdaya dair yazdığınız neyse kısa olur, uzun olur, her şeyi anlatır veya anlatmamalıdır gibi,
Tek kanallı dayatmaların yerine şiir bazen okuyanı susturur ve sessiz bırakır…
İşte aşkta, sevdada maharet ve zenginlik budur.
Şiirde zenginliği savunur..
Şiirde sevdalara dair aşklarda felsefemiz budur…
Şiir zaten sanatın felsefesidir…
Köhne bakışlara karşı öyle olmak öyle sevmek zorundadır..
Bilmiyorum aşkın bu tarifine ne demeli?
Öyle bir söz söylemeli ki,
İnsanı her iki elinden iliklemeli,
Bu aşkın iki yakası zaten düğmeli,
Gözler kapsama alanı gibi,
Başkasını görmemeli,
Tokalı eller erimeli,
Bu aşkın içinde eridiğini kimse görmemeli,
Öyle bir sevmelisin ki;
İşte buna herkes sevda demeli…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder