Allah yerden göğe kadar razı olsun diye dua edebileceğim birini arıyordum,
Tıpkı rahmetli Neşet Ertaş gibi..
O da benim gibi hangi kapıyı iş için çaldıysam bizde iş yok dediler,
Oysa sende iş yok diyorlardı her halde söyleyemediler.
Yürüdüğüm yollarda aşınmış taşlarda yoktu,
Ayağımı neyle kaydırdılar bilmediğimi iyi biliyorum,
Bende şiir gibi yazı, yazı gibi şiir yazarım,
Deryayı karada çok şey ararım,
Yolumu kaybetmemek için mutlaka bir bilene daha sorarım,
Neşet Ertaş gibi.
Ozanın dilinden ozanın diline düştüm,
Havalar soğuk muydu bilmiyorum, üşümüştüm,
Ben bu hale neden düşmüştüm,
Neşet Ertaş gibi.
Bankada çalışır ekmek parası için para alır, para satardım,
Bu işten korka korka çalışır geceleri endişe ile yatardım,
Bilseydim kalleşliği bana da yapacak,
Daha önce hayatımdan çıkarıp atardım,
Neşet Ertaş gibi.
Şimdi ne iş verirseniz onu yapardım,
O da mı yok dersiniz,
Rızkı veren Allah deyip kaygıyı iyice kafamdan atardım,
Neşet Ertaş gibi.
Aç mısın, susuz musun diye soran mı kaldı?
Eski tanıdığım dost bildiklerim selamımı yanlışlıkla aldı,
Bu hale gelmeden dost dediklerimle yediğim içtiğim sanki yaldı,
Geriye işte bu duygular kaldı,
Neşet Ertaş gibi.
Gün geldi akşama kadar ayaklarım şişti,
Yemekte ne var ki çok çabuk pişti,
Bu bankacılık ne acayip bir işti,
Benim kaderime kara bir leke gibi düştü,
Neşet Ertaş gibi.
Yirmi yılı devirdiğim İstanbul’a alışamamıştım,
Köyüme benzediği için yaşadığım yere gelmiştim,
O da şimdi şehir olmaya karar verdi bana köyüne geri git diyor,
Neşet Ertaş gibi.
Üçüncü günümde bile acıkmayı unuttum,
Zoruma gitmesin diye hep yuttum,
Allah’ın nuru Kur’an-ı Kerimin yolunu tuttum,
Neşet Ertaş gibi.
Aradım bende derdime çare,
İşsizlik zor
haber verilmiyor yâre,
Çıldır nere, İstanbul nere, uzun mesafeli göçler yaşadım,
Neşet Ertaş gibi.
Ozanım ama sazım yoktur benim,
Şairim ve yazarım,
Ayaklarım yerine neyle gezerim,
Fikirlerim alternatiftir belki de budur benim düzenim,
Neşet Ertaş gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder